Davalı- karşı davacı yüklenici tarafından, işin ayıplı yapılmasında iş sahibinin süresinde ödeme yapmaması ve bu nedenle var olan malzeme ile işlerin yürütüldüğü savunulmuş ise de bu yönde iş sahibini uyardığını ve temerrüde düşürdüğünü, iş sahibinin talimatı nedeniyle işin var olan malzeme ile yapılmaya çalışıldığını iddia ve ispat edememiştir. TBK'nın 475. maddesine göre Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme ve tazminat isteme hakkı bulunduğundan ve sözleşmeden dönme halinde taraflar ifa yükümlülüğünden kurtulacaklarından, yüklenicinin bakiye iş bedelini talep etmesine olanak yok ise de talep halinde ve varsa şartları dahilinde yaptığı imalatın bedelini talep edebilir. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davalı -karşı davacının istinaf sebepleri yerinde değildir....
Eşinin rahatsızlığı sebebiyle tedavi masraflarını karşılamakta güçlük çeken müvekkilim sözleşme bedelini ödeyemez duruma geldiğini, Sözleşmeden doğan bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini anlayan müvekkilim 10/08/2017 tarihinde sözleşmeden dönme hakkını kullandığını şifaen davalı yan yetkililerine iletmiştir. Bunun üzerine müvekkilim davalı firma yetkilileri ile irtibata geçerek dönme tazminatının ödenen bedel mahsup edilerek geri kalan tutarın evraklar ile birlikte kendisine iade edilmesini talep etmiştir. Ancak davalı yanca hem olumsuz cevap verilmiş hem de herhangi bir ödeme yapılmadığını, haklı davanın kabulü ile; davalı - satıcının iade etme yükümlülüğüne aykırı davrandığının ve temerrüde düştüğünün tespiti ile 28.270,00 TL'nin davalı yandan faizi ile birlikte tahsili ile müvekkile ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesine göre bağlı kredi sayılamayacağını, davacının ilgili yasal mevzuat ile kendisine tanınan sözleşmeden dönme / cayma hakkını kullanmadığı ve teslim tarihi geçmeden dava ikame edildiği hususunun yerel mahkeme tarafından gözardı edildiğini, 6502 sayılı TKHK'nin “Sözleşmeden Dönme” başlıklı 45. Maddesi ve Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin 7....
Maddesine göre bağlı kredi sayılamayacağını, davacının ilgili yasal mevzuat ile kendisine tanınan sözleşmeden dönme / cayma hakkını kullanmadığı ve teslim tarihi geçmeden dava ikame edildiği hususunun yerel mahkeme tarafından gözardı edildiğini, 6502 sayılı TKHK'nin “Sözleşmeden Dönme” başlıklı 45. Maddesi ve Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin 7....
TBK 112. maddesi gereğince müspet zarar ancak sözleşme ayakta iken talep edebilecek bir tazminat türüdür. Davacı tarafça davalıya herhangi bir ihtarname gönderilmeden direk takip yapılmak suretiyle davalıya verilen nakdi ve ayni avansların iadesi istenilmiş olduğundan, takip tarihi itibariyle davacının sözleşmeden dönme iradesini gösterdiğinin kabulü gerekir. Sözleşmeden dönme halinde ise TBK 125/3 maddesi gereğince istenilebilecek zarar menfi zarardır. Davacı vekili seçimlik haklarını menfi zarar değil de müspet zarar olarak bildirdiğinden artık TBK 125. maddesi gereğince müspet zarar talep edemeyecektir. Açıklanan nedenlerler toplanan deliller ve 28/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak davacı tarafın müspet zarar (tazminat) talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Diğer yandan davacının TBK 138 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme talebinde ise sözleşmenin yapılmasından sonra gerçekleşen OHAL şartları ve piyasadaki fiyatlandırmalarda yaşanan yükselişler göz önünde bulundurulduğunda talep haklı görülmüştür. Sözleşmeden dönme talebi neticesinde davacının davalı tarafa ödediği bedelin iadesi de talep edilebilecektir. Cezai şart yönünden ise davacının fesih yerine sözleşmeden dönme talebini kullandığı anlaşılmakla ancak verilenlerin iadesi talep edilebilecek olup davalıdan kaynaklı bir haklı neden gerçekleşmemiştir bu nedenle cezai şart talep edilmesi mümkün değildir....
Davacı vekili dava dilekçesinde sözleşmeden dönme hakkını kullanıp bedel iadesi talep etmiş iken ıslah dilekçesi ile ayıp oranında indirim talep ederek talep sonucunu daraltmıştır. Islah müessesesi kapsamında talebin daraltılamayacağı, zira medeni usul hukukumuzda iddianın ve savunmanın teksifi ilkesi geçerli olduğundan, ıslahın iddianın ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi için başvurulabilecek bir yol olduğu, davacı tarafın ıslah yolu ile talebini daraltamayacağı mahkememizce değerlendirilmiştir. Kaldı ki ---- sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir." hükmünü içermekte olup, davacı tarafın ıslah müessesine başvurmasına gerek bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın fuarın ertelenmesi konusunda davalı tarafa izafe edilebilecek kusurun bulunup bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalının erteleme hakkının bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ticaret Bakanlığı ,İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, evrakları celp edilmiştir. Fuarın belirlenen ...... Ocak 2021 tarihleri arasında düzenlenmemesinde davalının kusurunun bulunmadığı, davalının o tarihte edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği ve fuarın başka bir tarihe ertelendiği hususunda tereddüt yoktur. Fuarın başka bir tarihe ertelenmesinin davacı şirkete sözleşmeden dönme hakkı tanıyıp tanımadığı konusu ihtilaflıdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 06/02/2020 NUMARASI: 2018/1062 Esas, 2020/123 Karar DAVANIN KONUSU: Sözleşmeden Dönme, Teminat Mektuplarının İadesi KARAR TARİHİ: 15/03/2021 Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, TBK 138. ve 480. m. uyarınca eser sözleşmesinden dönme ve sözleşme uyarınca verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, davalılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur....
Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....