Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davacı tarafça sözleşmeden dönüldüğü ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiş ise de, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu dolabın kapağındaki ayıbın dolap kapağının değiştirilmesi suretiyle giderileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönmek suretiyle bedel iadesi talebi 6098 sayılı TBK'nun 227/4 maddesi uyarınca hakkaniyet uygun değildir. Bu nedenle aynı Kanun hükmü uyarınca dava konusu dolap kapaklarının değiştirilmesi suretiyle ayıbın giderilmesine, davacının bedel iadesi talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Dava;satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkin olduğu, açılan davada yapılan ıslah ile aracın değerinin altında satılmış olması sebebi ile uğranılan zarar olan 13.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. 6502 s.TKHK.nun 4.m.si hükmüne göre davalı satıcı/sağlayıcı konumunda olmadığından, taraflara arasında tüketici işlemi söz konusu olmadığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 207. maddesine göre; Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıplı traktör satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek satıcıdan bedel iadesi istemidir....

    İstinafa konu uyuşmazlık, eldeki davada birlikte ifa kuralının uygulanıp uygulanmayacağı ve faiz başlangıcının (temerrüt) hangi tarih olması gerektiği yönündedir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, satış sözleşmesinden ayıp nedeni ile dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının kullanılması halinde birlikte ifa kuralı geçerlidir. Birlikte ifa kuralı gereğince faiz alacağı satılan malın iadesi ile başlar. Bazı durumlarda ise alıcının malı kullanamaması halinde birlikte ifa kuralı yerine hakkaniyet gereğince satıcı daha önce temerrüte düşürülmüş ise (ihtarname, icra takibi, dava...) bu tarihten faiz işletilmeye başlanabilmektedir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/5322 Esas-2014/5108 Karar sayılı ilamı). Eldeki uyuşmazlıkta, araç satışı 09/08/2017 tarihinde yapılmış, dava ise 07/03/2019 tarihinde açılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde aracın arızalanması üzerine ayıbı öğrendiğini 06/03/2018 tarihinde de davalıyı arayarak ayıp ihbarında bulunduğunu belirtmektedir....

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanın ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Öncelikle mahkemece hüküm altına alınan değer davalı yönünden kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmelidir....

    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, “verdiği bedelin iadesini”, “ayıp nispetinde bedelin tenzilini”, “ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını”, son olarak da “malın yenisi ile değiştirilmesini” isteyebilir. Tüketici kendisine tanınan bu dört seçimlik haktan birini kullandıktan sonra seçimlik hakkını diğer bir hakla değiştiremez. Dava konusu olayda da davacı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebiyle eldeki davayı açmış olup, seçimlik hakkını “aracın yenisi ile değiştirilmesi” yönünde kullandığından, daha sonra bu hakkını 4. maddede açıklanan bir diğer seçimlik hak olan “bedel iadesi” istemiyle değiştiremez....

      Yargılama aşamasında forkliftin orjinal aküsünün "Yiğit akü" ile değiştirildiği ve davacı tarafından halen bu şekilde kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK 230/1 maddesinde, "... birden çok parçadan oluşan bir malın birlikte satılmış olup da bunlardan bazılarının ayıplı çıkması halinde dönme hakkının bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabileceği, ancak alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkan yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsamasının zorunlu olduğu" düzenlenmiştir. Ayıplı 460 amper güçlü akünün, forklifte hiçbir zarar vermeden ayrılması mümkün olup açıklanan yasa hükmüne göre dönme hakkı sadece akü yönünden kullanılabilecektir. Forkliftin 04.03.2014 satış tarihinden beri çalışıyor olması nedeniyle akü ekonomik ömrünü tamamladığından, Bölge Adliye Mahkemesince 480-460 amper güçlü aküler arasındaki bedel farkına hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

        Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen zararın satış bedelinden indirilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu dairenin 14.8.2008 tarihinde davacı tüketiciye teslim edildiği, davacı tüketicinin 18.12.2008 tarihli ihtarname ile davalıya ayıp ihbarında bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

          Dava, satın alınan otomobilin üretimden kaynaklı ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....

          Limit firmasından 12.02.2014 tarihinde motorsiklet satın aldığı, bu motorsikletin ithalatçısının davalı olduğunu, motorsikletin satın aldıktan bir süre sonra arızalandığını, bu nedenle davalı firmadan bir takım parçaların istendiğini, firmanın bu talebini yerine getirmediğini ileri sürerek ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödediği 6.500,00 TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre, malın ayıplı olduğunu düşünen davacı tüketicinin, bu dava ile "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" seçimlik hakkını ancak satıcıya karşı kullanılabileceği, oysa davacı iş bu dava ile davasını ithalatçıya yönelttiği gerekçesiyle davanın pasif husumet eksikliği nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu