Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı ile müvekkili arasında yürütülen arabuluculuk görüşmelerinin sadece "marka hakkından doğan tazminat istemi" konusuna ilişkin olduğunu, ancak yerel mahkeme nezdinde açılan davanın konusunun sadece marka hakkından doğan tazminat istemi olmadığını, bu talep yanında haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması ve haksız rekabetten kaynaklı tazminat istemi şeklinde taleplerin de bulunduğunu, haksız rekabet kaynaklı taleplere ilişkin olarak kanuni bir dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinin yürütülmediğini, davacının yabancılık teminatı ödemesi zorunluluğuna uyulmadığını, davacının Türkiye'de dava açabilmesi için öncelikle teminat yatırması gerektiğini, taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini, davacı tarafından tazminat istemlerine yönelik faiz talebi bulunmadığını, davacıya ödenecek tazminatın hesaplanması noktasında da hata yapıldığını, tazminatın hesaplanmadığına hükmederek TBK m. 50'ye başvurduğunu,...

    Mahkememizce bilirkişi rapolarına itibar edilerek bu sebeple davacının almış olduğu ihtiyaç kredisinin Rekabet Kurulu'nun ihlali tespit ettiği tarihten önce alınması ve sonraki bir tarihte kredi oranında herhangi bir değişiklik yapılmaması sebebiyle davacının almış olduğu krediden kaynaklı herhangi bir zararının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine "ALACAK (HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)" davası açmıştır....

      Sigorta sözleşmesinden kaynaklı prim borçlarından doğan uyuşmazlıklara 12. 13. 14. veya 43....

        DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar İstanbul Anadolu 10....

          Davalının bir süre davacı kurumda doktor olarak çalıştığı, bu dönemde taraflar arasında 08/03/2016 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin imzalandığı konusunda bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık davalının eylemlerinin rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık teşkil edip etmediği ve buradan hareketle davacı kurumun davalıdan tazminat talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 08/03/2016 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinde özetle, iş akdinin herhangi bir nedenle sona ermesi sonrası, personelin üniversitede çalışması dolayısıyla edindiği bilgileri ve özellikle hasta, hasta yakınları ve çalışan bilgilerini kendisi ya da üçüncü kişilere çıkar sağlamak amacıyla kullanamayacağı, personelin iş akdinin sona ermesi sonrası rekabet etmeme yasağına aykırı davrandığının tespiti halında en son almakta olduğu net ücretin 6 katı tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder hükmünün düzenlendiği anlaşılmaktadır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2017/2482 ESAS, 2020/32 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : Adana 3....

            --- gösterdiklerini, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığı, cezai şarta hükmedilmesini talep ettiklerini, davalının rekabet yasağına aykırı faaliyeti açık ve net bir şekilde haksız rekabetin tüm unsurlarını, şartlarını ve sonuçlarını içerir nitelikte olduğu, davalının davacı şirket içinde yaptığı iş ve çalıştığı-----imzalamış olduğu sözleşme ve gerekse istifasından sonraki süreç içinde --- haksız davranışlar hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde haksız rekabet oluşturduğu, davalının, davacı şirkete karşı rekabet yasağına aykırı işlem yaptığı, davacı şirketle imzaladığı iş sözleşmesine uymadığı, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, ----alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....

              Buna karşılık taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine dair bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, s.277). Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile rekabet etmeme borcu (rekabet yasağı) arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır. İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. Rekabet etmeme borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları hâlinde ortaya çıkar. Bundan başka, iş görme ve sadakat borçlarının yerine getirilmesi sadece sözleşmenin yürürlüğü sırasında söz konusudur....

                Kaldı ki --------- "Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu