İcra Müdürlüğü'nün 2019/11910 esas sayılı dosyasında konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına, Müdürlüğün 07.06.2021 tarihli kararının kaldırılmasına, fazladan yatırılan teminatın iadesine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının doğru olduğunu, takibe başlandıktan sonra ihtiyati haczin kaldırılması için asıl alacak ve tüm ferilerin teminat olarak yatırılması gerektiğini, davacının teminat yatırmasından sonra davacının mal varlığı üzerindeki hacizlerin kaldırıldığını, ihtiyati haczin sadece davacının yatırdığı teminat üzerinden devam ettiğini, mahkemenin bu hususu dikkate almadığını bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 266. maddesi uyarınca ihtiyati haczin kaldırılması ve fazla ödenen teminatın iadesi istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2018/13390 E. sayılı takip dosyasından ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 266. maddesinde yer alan; “..takip başladıktan sonra bu yetki icra mahkemesine geçer” hükmü gereği, tasarrufun iptali davasının davalısı konumundaki şikayetçi hakkındaki ihtiyati haciz kararının asıl takibin başlatıldığı icra dosyasında tatbik edilmesi nedeni ile teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması isteminin icra mahkemesince değerlendirilmesi gerekir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, şikayetçinin teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına yönelik isteminin esasının incelenip değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi; Bölge Adliye Mahkemsince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsizdir....
Maddesi ile Yargıtay İçtihatlarına göre müvekkilinin ipoteği fek etmesinin ödemeyi yapanlara karşı sorumluluğunu doğuracağından yasal olarak ipoteğin fekkinin mümkün bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; davalı banka ile dava dışı ...- .... arasında yapılan .../.../... tarihli genel kredi sözleşmesi, tapu kayıtları, ipotek akit tablosu ve ...tarihli ödeme dekontu alınmıştır. Bankacı Bilirkişi ...'...
Her ne kadar bir ortağın tek başına dava açabileceği yasa değişikliğinden sonra olanaklı hale gelmiş ise de davaya devam edilebilmesi için öteki ortaklarının olurlarının sağlanması veya miras şirketine Türk Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca temsilci atanması ve davanın temsilci aracılığıyla sürdürülmesiyle mümkündür. Yoksa elbirliği mülkiyetine tabi ortaklıkta ortaklardan birinin tek başına açacağı davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece öncelikle değinilen eksiklik giderilmelidir. Diğer taraftan, 326 ada 3 parsel sayılı taşınmazın paylı maliklerinden ........ ile .....'ye Hazinenin kayyum tayin edildiği görülmektedir. Davada kayıtlardaki ipotek rehninin kaldırılması istendiğinden ...... ve ......'nin kayyumu Hazine taraf olmadan davanın görülme olanağı da yoktur. Somut olayda; gerek Tapu Sicil Müdürlüğü yanıtından, gerekse eski yazılı kayıtlar üzerinde yaptırılan tercümeden ipoteğin kimin yararına ve hangi nedenle konulduğunun açıklanamadığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, kredi sözleşmesinden doğan borca karşılık ipotek verenin 3. şahıs konumunda olduğu, 3. şahıs tarafından verilen ipotek akit tablosundan asıl borçlunun borcunun rehin ile teminat altına alındığının anlaşıldığını, rehin açığı belgesine dayanılarak borçtan şahsen sorumlu olmadığı anlaşılan davalı ipotek verenin 3. kişinin rehin açığı belgesine konu davacının bakiye alacağından hukuken sorumluluğu bulunmadığı, davalı aleyhine takip başlatılması ve itiraz üzerine takibin devamına yönelik olarak işbu davanın açılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davalının icra takibine vâki itirazının haklı olduğu, davanın haklılığının sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Nin 20/06/2019 tarihli haciz kaldırma yazısı ile söz konusu taşınmazlar için herhangi bir alacak kalmadığını sadece bu taşınmazlar üzerinde yer alan şerh ve hacizlerin kaldırılmasıyla diğer taşınmazlar üzerinde yer alan hacizlerin durması yönünde talepte bulunduğunu, ancak icra müdürlüğünün bu talebi dikkate almadığını, alacaklı tarafa ödenen 440.000,00 TL tutar üzerinden yatırılan harcın alınarak taşınmazlar üzerinde yer alan 150/C şerhinin ve hacizlerin kaldırılması için açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığını beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi Gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmenin içeriğinden ipoteğin, bundan sonra verilecek ek kredilerin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Davacı 20.09.2005 tarihli ihtarnamesi ile kefaletini geri almış ise de 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmesi hükmü nedeni ile ipoteğin teminat özelliği devam etmektedir....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince ... siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, üst sınır ipoteğidir....
İcra Müdürlüğünde açılan dosyanın kendi dosyalarını devamı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle hacizlerin kaldırılması kararının da Erzurum 3. İcra Müdürlüğünde olduğu" gerekçesi ile reddedildiğini, red kararının yasaya açıkça aykırı olduğunu, Erzurum 3. İcra Müdürlüğüne yaptıkları hacizlerin kaldırılması taleplerinin de hacizleri uygulan Ankara 12. İcra Müdürlüğünce kaldırılması gerektiğinden bahisle reddedildiğini, alacaklı vekilinin 07/01/2019 tarihinde yetkisiz Ankara 12. İcra Müdürlüğüne başvurarak hacizlerin ihtiyati hacze ilişkin olması nedeni ile hacizlerin Erzurum 3. İcra Müdürlüğüne aktarılması talebinde bulunduğunu, sözkonusu talebin de usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek Ankara 12. İcra Müdürlüğünce konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu aleyhine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/369 D. İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına istinaden Ankara 12....