Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaaya dayalı intifa hakkı kaydının terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13/11/2019 gün ve 2016/14366 Esas, 2019/7680 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muvazaaya dayalı intifa hakkı kaydının terkinine ilişkindir....
Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akde vefa" kuralının yanında MK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....
Ancak, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır..."(Yargıtay 1.HD., 11.04.2017, 2014/19001E. - 2017/1850K.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür....
nin veraset ilamının temin edilerek, davalının tanık olarak dinlettiği veya savunmasında ileri sürdüğü kişilerin mirasçı olup olmadığının saptanması, davalının mirasçılara tebaan kullandığının belirlenmesi halinde sonuca paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak gidilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; ne asıl davada ne de birleştirilen davalarda davacıların ...'yı davalı olarak göstermemelerine rağmen yargılamaya hangi aşamada dahil olduğu anlaşılamayan Hasan Sıtkı'ya Mahkemece, nihai kararla davalı sıfatı verilmesi de isabetsizdir....
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davalı-karşı davacı kadın; ... 2. Aile Mahkemesi 2021/195 esas sayılı dosyası ile TMK 161 maddesine dayalı boşanma davası açtığını, eldeki dava ile açılan davanın birleştirilmesini talep etmiştir. Buna göre, davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin saptanması halinde ise, mahkemece kurulacak hükümde zararlı davranışın giderim şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin açıkça gösterilmesi zorunludur. Somut olayda; tarafların 1365 parsel sayılı taşınmaz maliki oldukları, kullanım taksimi yaparak taşınmazın doğusunun davalıya, batı kısmının ise davacıya bırakıldığı, batıdaki bölümün davacı tarafından ev olarak kullanıldığı, davalının kullanma taksimi ile davacıya bırakılan bölüm sınırına ahır yaptığı uyuşmazlığın yapılan bu ahırdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece veteriner ve inşaat mühendisi bilirkişiler dinlenmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde HUMK.nun 275. maddesi gereğince bilirkişi oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Ancak oy ve görüşüne başvurulacak bilirkişi inşaat mühendisi ve veteriner değil, çevre sağlığı konusunda uzman olmalıdır....
Dava, elbirliği malikleri arasındaki ecrimisil isteğine ilişkindir. Kural olarak paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi için, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak istediğini davalı paydaşa bildirmesi gerekir. İntifadan men, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir ve yemin dahil her türlü delil ile ispatlanır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı-davalı kadının TMK 161'e dayalı olan davası ile davalı-davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-davalı kadın lehine tazminatlara hükmedilmiş, davalı-davacı erkeğin istinaf yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 05.06.2018 tarih 2018/1071 esas 2018/821 karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının, kadının davasının kabulü ve ferilerine yönelik kısmı kaldırılarak davacı- davalı kadının TMK 161 maddesine dayalı açtığı davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, davacı-davalı kadın süresinde temyiz yoluna başvurmuştur. Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflarca davalı-davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı kabul edilen boşanma davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden kadının davası konusuz hale gelmiştir....
Mahkemece, her iki taşınmazın kira getirebilir nitelikte olduğu ve intifadan men koşulunun aranmayacağı gerekçesi ile murisin ölüm tarihinden itibaren ecrimisil hesabı yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 7 parsel sayılı taşınmazda dubleks mesken niteliğindeki 1 nolu bağımsız bölüm ile depo niteliğindeki 3 nolu bağımsız bölümlerin 1/2 şer payın davalı adına kayıtlı olduğu, geriye kalan 1/2'şer payın ise davacılar adına elbirliği mülkiyetine konu olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; elbirliği veya paylı mülkiyette paydaşlar arasında bir şeyden kullanma yoluyla yararlanma 11.03.1950 tarihli ve 11/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca semere mefhumuna girmediğinden hukuki semere olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Ecrimisil talep edebilmek için yararlanma isteğinin kullanana iletilmesi ve yararlanmasının engellenmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları ile de sabittir....