CEVAP:Davalı Adile vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerde 9 farklı taşınmazın olduğunu, yine davacı tarafın sunduğu mirasçılık belgesine göre hak sahibi kişinin ise 7 kişi olduğunu, dolayısıyla söz konusu taşınmazlar zaten parsellere ayrılmış olmakla birlikte hak sahibi sayısından adet olarak da fazla olduğunu, 9 adet taşınmazın 7 hak sahibi arasında aynen taksiminin mümkün olduğunu, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi halinde taşınmazlar gerçek değerlerinden çok daha düşük meblağa satılacağını belirterek taraflar arasında ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR:Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir....
Ortaklığın giderilmesi davalarında iyiniyet incelemesi yapılamaz. TMK 699. maddesinin son cümlesi uyarınca satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır. Bu nedenle bütün paydaşların hepsinin birlikte rızası bulunmadan açık artırmanın sadece paydaşlar arasında yapılmasına karar verilemez. İstinaf eden davalı T9 vekili aynı zamanda davaya konu taşınmazlar için bilirkişi raporuyla belirlenen bedellerin yüksek olduğunu ifade etmiş ise de mahkeme hükmü kesinleştiğinde davaya konu taşınmazlar satış memurluğunca satışa çıkartılacağından ve satış sürecinde yeniden kıymet takdiri yapıldıktan sonra umuma açık olarak yapılacak açık artırma sonucunda davaya konu taşınmazların satışı yapılacağından ve açık artırmanın seyrine göre değerleri ortaya çıkacağından davalı vekilinin bu husustaki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir....
Ortaklığın giderilmesi davalarında iyiniyet incelemesi yapılamaz. TMK 699.maddesinin son cümlesi uyarınca satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır. Bu nedenle bütün paydaşların hepsinin birlikte rızası bulunmadan açık artırmanın sadece paydaşlar arasında yapılmasına karar verilemez. İstinaf eden davalı Cemil Sanlav istinaf dilekçesinde davaya konu taşınmaz için bilirkişi raporuyla belirlenen bedelin düşük olduğunu ifade etmiş ise de; mahkeme hükmü kesinleştiğinde davaya konu taşınmaz satış memurluğunca satışa çıkartılacağından ve satış sürecinde yeniden kıymet takdiri yapıldıktan sonra umuma açık olarak yapılacak açık artırma sonucunda davaya konu taşınmazın satışı yapılacağından ve açık artırmanın seyrine göre değeri ortaya çıkacağından davalının bu husustaki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir....
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir....
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK'nın 121. maddesi gereğince alınan yetki belgesine göre açılan ortaklığın giderilmesi davasıdır. Ortaklığın giderilmesi davaları çift taraflı davalardır. Taraf teşkili ise kamu düzenine ilişkindir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur....
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve ... arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez....
Mahkemece, davalı borçluya düşen ve haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince davaya konu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı şirket vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur....
Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır....
Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....