"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların 16/12/2014 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, velayetin davalı anneye verildiği, müşterek çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı baba boşanma davası sırasındaki koşulların aleyhine olacak şekilde değiştiğini ve ayrıca küçük ile daha sağlıklı bir ilişkilerinin olması gerektiği bu nedenle kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece ortak çocuk ile davacı babası arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesine karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 4 ve 6 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ortak çocuk 2008 doğumlu olup, idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ortak çocuklar.... 2006, Kamile 2007 doğumlu olup, idrak çağındadırlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ortak çocuklar Taha 2002, Yaren Didar 2004 doğumlu olup, idrak çağındadırlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür....
Ortak çocuklar 2013 doğumlu Ranya ve 2015 doğumlu Derya'nın fiili ayrılık sırasında anne yanında kaldığı, dosya içerisine alınan sosyal inceleme raporunda velayetin anneye verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, çocukların anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, bu durumda ilk derece mahkemesince velayet hakkının anneye verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi çocukların yaşı ve yüksek menfaati birlikte değerlendirildiğinde velayetin davacı anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4) birlikte değerlendirildiğinde çocuklar lehine dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının yerinde olduğu anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların Çorum 1.Aile Mahkemesinin 2017/477 Esas, 2018/103 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca ortak çocukların velayetinin babaya bırakıldığını, tarafların boşanmalarından sonra ortak çocukların anneleri ile birlikte yaşadıklarını, çocukların babanın evinde yaşamadıklarını, çocukların bütün ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığını, eğitimlerini anne yanında sürdürdüklerini, iddia ederek, ortak çocukların velayetlerinin babadan alınarak anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince; velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; reddedilen velayetin değiştirilmesi davasına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir. Dava, velayetin değiştirmesi talebine ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; müşterek çocuk Erdem Selim Özkan'ın velayetine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Taraflar, Tefenni Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 18.07.2018 tarih, 2018/134 esas ve 2018/101 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, müşterek çocuklardan Enes Sait'in velayeti davalı babaya, davaya konu ortak çocuklar Erdem Selim ve Elif Sude' nin velayeti ise davacı anneye verilmiştir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....
TMK.nun 182. maddesine göre; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme ise, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir. 331.md. göre; Durumun değişmesi halinde, hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler ve nafakayı kaldırır. Dosya incelendiğinde; tarafların Mersin 2. Aile Mahkemesi’nin 22/06/2011 tarih ve 2010/1649- 619 E., K. sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, velayetin anneye verildiği, ortak çocuk için 100,00 TL, kadın için 150,00 TL nafakaya hükmedildiği, nafakaların her yıl % 10 oranında kendiliğinden davalı tarafından artırılmasına karar verildiği ve kararın temyiz edilmeyerek 13/09/2011 tarihinde kesinleştiği, davacının ortak çocuk için hükmedilen nafakanın değişen koşullar nedeniyle arttırılması için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Sayılı ilamıyla boşanan tarafların ortak çocuklarının velayetinin davalı anneye bırakıldığını ve çocuk yararına nafakaya hükmedildiğini, taraflar boşandıktan sonra müvekkilinin, davalı tarafın toplumca hoş karşılanmayacak nitelikte bir yaşam tarzı sürmeye başladığını ve evlilik süresince kendisini aldattığını öğrendiğini, 2 ay önce İzmir'e yerleştiğini, ortak çocuğun Muğla'da bir okulda okuduğunu, yaz tatilinde babasıyla birlikte kalan ortak çocuğu davalının bir kez dahi aramayıp sormadığını, ortak çocuğun da babasıyla birlikte kalmak istediğini beyan ederek ortak çocuğun annede olan velayetinin el değiştirerek babasına verilmesine, nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....