Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, davalıların davacı şirketin ortağı olduğunun tespiti, menfi tespit istemine ilişkindir. Şirket ortağı olduğunun tespiti davası ve buna bağlı açılan menfi tespit davası arabuluculuğa tabi olmadığından ön incelemede bu konudaki incelemede eksiklik olmadığı kabul edilmiştir. Davacının haricen yaptığı 203.500 TL tutarındaki ödemelerin icra dosyasına bildirilmediği iddiası ile açtığı menfi tespit davası yazılı yargılama usulüne , Şirket ortağı olduğunun tespiti davası basit yargılama usulüne tabi olduğundan menfi tespit davası bu davadan ayrılmıştır. Davacı vekili davanın açılma sebebini açıklarken , ''Davalılar müvekkil şirkette hisse senedi sahipleridir. Hisse senedi sahipleri AŞ pay defterinde kayıtlıdır, genel kurul toplantılarına üye olarak çağrı yapılmaktadır. Davalılar şirketin ortağı olarak kabul edilmedikleri takdirde hisselerini müvekkil şirkete iade etme durumları ortaya çıkmış ve bu konuda müvekkilimiz ödeme yapmaya zorlanmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, hakkında alınmış bir ihraç kararı olmamasına rağmen kooperatif yöneticilerinin müvekkilinin üyelik kaydının silindiğinden bahisle 2008 yılı genel kurul toplantısındaki hazurun cetveline dahil edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin ortak olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften konut satın aldığını, fakat kendi iradesi dışında koooperatif ortağı yapıldığını, daha sonra da aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle ortaklıktan ihraç edildiğini, üyeliği kabul etmediğinden aidat borcu çıkartılamayacağını ve ihracına karar verilemeyeceğini ileri sürerek, davacının kooperatife üye olup olmadığının ve üye olduğunun tespiti halinde aidat borcunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 02.06.2011 tarihli dilekçesi ile de, taleplerinin müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığının tespitine yönelik olduğunu belirterek, borcun tespitine ilişkin talebi atiye terketmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, aidat borcunu ödemediğinden ihracına karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        ise haricen 2016 yılında noterden onaylatıldığının tespit edildiği, Dairemizce, tüm parsel maliklerince oybirliği ile kabul edilmiş bir yönetim planı bulunmadığı ve bütün parsellerin bu yönetim planına göre yönetilemeyeceği, dosyada tapu kaydı bulunmayan davacıların ortak parsel maliklerinden (ortak parsellere 1/159 hisse ile malik olan parsellerden birinin maliki) olduğunun tespiti halinde, tüm parsellerin birlikte yönetimi yönünden yapılan toplantı ve alınan kararların iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verildiği, İsim ve telefon listesi ifadesinin çizilip "yönetim planını kabul ediyorum" yazılı imza listesinin ise somut olayda bu dava dosyasına sunulmadığı anlaşılmaktadır....

          Gencer olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların annesi ... ile davalıların miras bırakanı ...in 1980 de evlenip 1985 yılında boşandığını, boşanma sonrası birlikte yaşamın nikahsız olarak devam ettiği sırada davacıların olduğunu, daha sonra 17.12.2009 tarihinde tarafların yeniden evlendiklerini, ancak çocukların nüfusa tescil edilmediğini belirterek davacıların babasının ... olduğunun tespiti ile nüfusa tescili istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

            in beyanlarının alınması, 2- Suça konu çeklerin sahte olup olmadığı, anılan sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için inceleme yaptırılması, 3- Suça konu çeklerdeki yazılı tüm isimlerin ve sanıkların imza yazı örneklerinin tamamlanması ile, çeklerdeki imza ve yazıların kimin eli ürünü olduğunun tespiti ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanıklar ... ve ...’nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              tespiti bakımından, suç tarihi itibariyle sanık ...'...

                nden getirtildikten sonra, bilirkişiden davacıdan taahhütname tarihinden sonra uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenip istenmediği, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterinde bu yönde bir borç kaydı yer alıp almadığı, diğer anlatımla davacının oturmaya elverişli bir konut için peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsenip benimsenmediği hususunda ek rapor alınarak, davacının oturmaya elverişli bir konut için peşin bedelli üye olduğunun tespiti halinde sadece genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü ile menfi tespit isteminin kısmen reddine, inşaat finansman giderine karşılık gelen borç yönünden menfi tespit isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak bu istemin tamamen reddi doğru olmamıştır....

                  Noterliğinin 24.06.1993 tarihli miras sözleşmesi ile diğer mirasçıların miras haklarını tarafına verdiğini, davalı şirkete tarafına hisse senedi verilmesi için 02.02.2016 tarihinde başvuruda bulunmasına rağmen bugüne kadar talebinin yerine getirilmediğini, davalı şirket miras bırakanın öldüğü tarihten itibaren tarafına sürekli şirket toplantı davetiyeleri göndererek toplantılara davet ettiğini, şirketin hesabına 29.04.1994 tarihinde ortak olarak yatırması istenen meblağı da yatırdığını belirterek davalı şirkette hisse sahibi olduğunun tespiti ile tarafına hisse senedi verilmesini talep etmiştir. II....

                    Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nce verilen 2015/302-2016/174 sayılı ve 27.10.2022 tarihli ek kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş olmakla,duruşma isteminin mahiyetten reddi ile dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Dava, ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmeyerek 26/05/2016 tarihinde kesinleştirilmiştir. Davalı şirket vekilinin temyizi üzerine mahkemece verilen 27/10/2022 tarihli ek kararla, temyiz isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, iş bu ek karar davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu