Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....
Davacılar dede ve babaanne ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin, davacılar açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bir sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini sağlayacağı gibi hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır. Bu açıklamalar doğrultusunda, küçüğün üstün yararları da dikkate alınarak daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekmekledir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma kararı ile birlikte velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında, kişisel ilişki "aynı şehir", "ayrı şehir" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Taraflar ayrı şehirlerde oturmakla birlikte gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken "aynı şehir", "ayrı şehir" ayrımı yapılması gerekli bir unsur değildir. Bu bakımdan böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmadığı gibi, ortak çocuk ... 14.05.2015 doğumludur. Davalı baba ile çocuk arasında ayrı şehirlerde olmaları halinde sadece her yıl Temmuz ayında bir ay süre ile kişisel ilişki kurulmuştur....
Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma ve tarafların tazminat taleplerinin reddi yönünden yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece 28.06.2021 tarihli kararda çocuklardan ...'nin velayeti babaya, ...'nin velayeti anneye bırakılmış, velâyet hakkı kendisine bırakılmayan ebeveynle çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Kişisel ilişki düzenlemesine yönelik hükmün çocukların yüksek yararını yakından ilgilendirmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, taraflarca açıkça temyiz edilip edilmediğine ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen temyiz incelemesine tâbi tutulması gerekmektedir. Velâyet kendisine bırakılmayan tarafla ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin de birbirlerini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkinin gelişmesi için önemlidir. Mahkemece, kişisel ilişki dönemlerinde velâyet hakkı babada bulunan ... ile kardeşi ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamından ve toplanan delillerden tarafların ayrı şehirlerde yaşadıkları anlaşılmaktadır. Davalı babanın yanında bulunan 24.03.2008 doğumlu müşterek çocuk....ile davacı anne arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Annelik duygularının tatmini ve çocuğun kişisel gelişimi için ayın belli hafta sonlarında yatılı da kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değilse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, velayeti davalı anneye bırakılan 17.6.2004 doğumlu müşterek çocuk ... ile davacı babanın kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının dini bayramlarda kişisel ilişki kurulması kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Müşterek çocuk ile davacı baba arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulması davalı annenin velayet görevini yerine getirmesini engelleyeceği gibi anneyi hafta sonları eve bağımlı hale getirecek niteliktedir....
Kişisel ilişki gelişen yeni olaylarla yeniden değerlendirilebilir. Küçüğün geçici nitelikteki psikolojik durumu gözönüne alınarak düzenlenen kişisel ilişkinin uygun olduğu, hükmün onanması gerekir düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Kaldı ki dava dosyası içinde alınan uzman raporunda kişisel ilişki konusunda bir görüş alınmış olmadığına göre mahkeme tarafından yapılacak iş dava konusu küçüğün annesiyle kişisel ilişki kurması ve süresi konusunda görüşü alınarak deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyük babalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
Bu itibarla, davalı/davacı erkeğin boşanma davalarından bağımsız olarak açtığı kişisel ilişki düzenlemesi (TMK md. 197/4 ve 323) davası konusuz kalmadığından toplanan delillere göre, istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 2- Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2)....