Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Dosya incelendiğinde, 16/09/2020 tarihli sosyal inceleme raporunda “çocuk ile baba arasında ayda iki kez yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağı” belirtilmiş, yine dosya arasında bulunan 24/11/2020 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Adli Kuruluna ait heyet raporunda “ ortak çocuğun ayrılık kaygı bozukluğu yaşadığı bu nedenle kişisel ilişkinin mevcut haliyle (yatısız olarak düzenlenilen) uygulanmasının daha uygun olacağı” belirtilmiştir. Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularının da tatmini esas olduğundan davanın kabulü doğru ise de yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğu kanaatine varılmıştır....

    Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Yine müşterek çocuk ile baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin ....’da, babanın ise....'da oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....

      Pazar günleri ile dini bayramların 2. günü 10.00-17.00 saatleri arasında" kişisel ilişki kurulduğunu, ancak, davalı annenin boşandıktan beş ay sonra ... ilinden, ... iline taşındığını, kişisel ilişki kurulması için yol gidip, bir gece dahi çocuğuyla geçiremediğini, müşterek çocuğun üç yaşına geldiğini, bu sebeplerle müşterek çocuk ile arasında kurulan kişisel ilişki süresinin genişletilmesini talep etmiş, mahkemece davacı tanıkları dinlenip, davalının bildirdiği tanıkların ise, davanın mahiyeti gereği dinlenmesine yer olmadığına karar verilip, davacı baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin kısmen genişletilmesine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 182/2 ve 324/2 maddeleri uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de, kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....

          Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece baba ile çocuk arasında kişisel ilişki çocuk 3 yaşını bitirinceye kadar, 3 yaşını bitirdikten sonra ve çocuğun okula başlamasından sonra şeklinde ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

            Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....

              Davalı-karşı davacı erkek vekilinin; kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamından ve toplanan delillerden tarafların ayrı şehirlerde yaşadıkları anlaşılmaktadır. Davalı babanın yanında bulunan 24.03.2008 doğumlu müşterek çocuk....ile davacı anne arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Annelik duygularının tatmini ve çocuğun kişisel gelişimi için ayın belli hafta sonlarında yatılı da kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değilse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....

                Davacılar dede ve babaanne ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin, davacılar açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bir sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini sağlayacağı gibi hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır. Bu açıklamalar doğrultusunda, küçüğün üstün yararları da dikkate alınarak daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekmekledir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

                  Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma kararı ile birlikte velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında, kişisel ilişki "aynı şehir", "ayrı şehir" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Taraflar ayrı şehirlerde oturmakla birlikte gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken "aynı şehir", "ayrı şehir" ayrımı yapılması gerekli bir unsur değildir. Bu bakımdan böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmadığı gibi, ortak çocuk ... 14.05.2015 doğumludur. Davalı baba ile çocuk arasında ayrı şehirlerde olmaları halinde sadece her yıl Temmuz ayında bir ay süre ile kişisel ilişki kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu