Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri. 3.Değerlendirme Dava, çocuğun, velâyet sahibi annesinin kızlık soyadını kullanmasına izin davasıdır. Boşanma sonrası velâyet hakkına sahip davacı anne çocuğun üstün yararı varsa çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebilir. Sadece velâyet hakkına sahip olmak velâyet hakkına sahip davacı anneye bekarlık soyadını çocuğuna kendiliğinden verme hakkını kazandırmaz. Burada çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....
Aile Mahkemesinin 2019/245 esas sayılı dosyasında mahkemenin 06/03/2020 tarihli kararıyla Küçük Ahmet Niyazi Köse'nin kayden babası olarak görünen kişi ile soybağının reddedildiği, karar sonrasında küçüğün baba ile soybağının kurulmadığı, yukarıda açıklanan düzenlemelere göre baba ile soybağının kurulmaması nedeni ile annesinin soyadını taşıdığı, eldeki davada annenin soyadı ile ilgili dava olmaksızın küçüğün soyadının haklı nedenle değişikliğinin istendiği, küçüğün reşit oluncaya veya anne Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirene kadar annenin soyadını taşıyacağı, annenin soyadını haklı nedenle değiştirmeden eldeki davanın dinlenme olanağının olmadığı dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalı nüfusa idaresinin istinaf itirazlarının kabulü ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1- b-2 fıkrası uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine...
in yetiştirilmesi ve bakımı yönünden yetkili olduğu düşünülmüş olsa dahi; soyadı değişikliğini isteme talebi, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup; küçük ...’in 2014 doğumlu olduğu, idrak çağında bulunmadığı, çocuğun bu yaşlarda bulunduğu ortamdan ve arkadaş çevresinden etkilenerek davacının yeni eşinin soyadı olan "..." soyadını kullanmak istemesinin davaya kabul için yeterli bir gerekçe olmadığı, ayrıca davacının yeni eşinden muhtemel bir boşanma durumunda kızlık soyadını kullanabilecekken küçük ...’in soyadı değişikliği sonucu "..." soyadını kullanmaya devam edeceği ya da küçük İdrak çağına geldiğinde "..." soyadını kullanmak istemeyebileceği, ikinci kez soy isim değişikliği yapmasının sosyal çevresi açısından ve hukuki bakımdan daha zor olacağı, bu durumun çocuğun psikolojisini derinden etkileyebileceği, çocuğun psikolojisine zarar vereceği, velâyet hakkına sahip olmanın küçük üzerinde sınırsız yetki kullanabileceği anlamına gelmeyeceği, her durumda küçüğün yüksek menfaatinin gözetilmesi...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince “boşanma nedeniyle velâyet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velâyetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velâyet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velâyet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o hâlde baba bu haktan mahrum edilemez....
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, evlilik dışı doğup, babası tarafından 2004 yılında usulüne uygun tanınıp annesinin bekarlık hanesine, annesinin soyadı ile yazılan ...'ın soyadının, babasının soyadı olan "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. 4721 sayılı Yasanın 321.maddesinde, çocuğun ana ve baba evli değilse annenin soyadını taşıyacağı öngörülmüştür. Öte yandan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28.maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre de tanınan çocuklar babaları hanesine baba adı ve soyadı ile onların kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir....
Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ...'ın boşandıklarını, tarafların ortak çocuğu ...'nın velâyetinin annesine verildiğini, anasınıfına giden çocuğun kendi soyadıyla annesinin soyadının farklı olması sebebiyle sorunlar yaşadığını, bu durumun çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini, davalı ...'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/06/2023 NUMARASI : 2023/387- 2023/576 DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı T3’ın evli iken Kayseri 3....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin davası olup, uyuşmazlık, annenin gebeliği ile, çocuğun doğumu ile ilgilenmediği ve çocuğu nüfusa kaydettirmediği kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olan babanın soyadını kullanmasının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararları, Anayasa Mahkemesi'nin 08.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı iptal kararı. 3....