İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tanıkları dinlenmeden sonuca gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tahkikat duruşmasında hazır edilen tanıkların dinlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, nişanın davalının kusuru ile bozulduğunun ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı ve isabetsiz olduğu, takılan takı ve altınların geri iade edildiğini, davalının ispatla yükümlü olduğunun gözetilmediği, davaya konu ziynet eşyalarının davalıya iade edilmediğini belirterek kararın kaldırılması davanın kabulünü talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, nişanın bozulması nedeniyle ziynet eşyalarının iadesi talebi ile açılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen red kararına karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Davacı taraf dava dilekçesinde, nişan nedeniyle hediye edilen altın ve ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde rayiç bedel üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, ziynet eşyaların bedeline hükmedilmiştir. İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; taşınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır hükmü bulunsa da aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Mahkemece; ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca ziynet eşyalarının bedeline ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, davacı tarafın nişanın bozulmasında kusurlu olduğu anlaşılmış olmakla davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin davasının reddine, birleşen dava dosyası ile davalı (karşı davacının) nişanda takılan altın ve ziynet eşyalarına yönelik davasının kabulüne, altın ve ziynet eşyalarının davalı karşı davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 2.613.75 TL.nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin ve birleşen davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, nişan yüzüğü alışılmışın dışındaki eşyalardan olmayıp, yerleşik uygulamada iadesi gerekmediği kabul edildiği halde, nişan yüzüğünün de iadesine karar verilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat Ve Hediyelerin Geri Verilmesi) ilişkindir. Davalı vekili kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Nişan, evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. (TMK. m.122) Nişanlılık dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır....
Dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile davalı beyanından davalıya takılan ziynet eşyaları yönünden aynen veya bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Birleşen dava yönünden; TMK.nun 121.maddesine göre; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi, tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali, manevi tazminata esas alınamaz....
Eldeki davada davacı, nişan merasimi nedeniyle davalıya hediye edilen ziynet eşyaları ile giyim ve makyaj malzemesi niteliğindeki diğer bir takım eşyaların, nişanın bozulması nedeniyle aynen iadesini, olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Dava dilekçesinde tüm eşyaların bedeli için harca esas değer olarak 750,00 TL gösterilmiş, yapılan bilirkişi incelemesinde, ziynet eşyalarının bedeli 2.568,00 TL olarak belirlenmesi üzerine dava değeri bu bedele ıslah edilmiş ve mahkemece ıslah edilen bu bedel (2.568,00 TL) üzerinden ziynet eşyası istemi ile ilgili hüküm kurulmuştur. Talep edilen diğer eşyalarının değerleri ise dosya kapsamında tespit edilmemiştir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, davacının dava dilekçesinde harçlandırdığı 750,00 TL'lik bedel içerisinde yalnızca ziynet eşyası talebi bulunmamakta olup, bunun yanında giyim ve makyaj malzemesi niteliğinde olan eşya bedelleri de yer almaktadır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK'nun 122.maddesi; "Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir" hükmüne amirdir. Kural olarak, anılan madde hükmüne göre, nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemine dair davalarda kusur aranmaz. Mutad dışı hediyeler ise aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de, nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutat hediye kapsamında olmayıp iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmektedir....
Bu nedenle mahkemece; asıl davanın davacısının maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. 4-Ziynetlerin iadesi yönünde kurulan hükme ilişkin temyiz itirazları yönünden; Nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Ziynet eşyaları aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade yapılır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Eldeki davada mahkemece; nişan yüzüğünün de iadesi yönünde karar verilmiştir....
Maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine verdikleri alışılmışın dışındaki hediyeleri geri isteyebileceği, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmayacağı, nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değilse mislen geri verileceği veya karşılığının sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteneceği, hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususunun her türlü delil ile ispat edilebileceği, alışılmış (mutad) hediyelerden kastın giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalar olduğu, kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı v.s. gibi) eşyaların iadesine karar verilemeyeceği, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyalarının mutad dışı hediye olarak kabul edildiğini, TMK 6....
Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir. TMK'nun 122. maddesine göre ise; nişanın bozulması halinde nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değilse karşılığı, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebilir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz....