Davalı T4 cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğu, nişanda kendisine sadece nişan yüzüğü takıldığı, başka takı takılmadığı, nişanın davacının davranışları nedeniyle bozulduğu, davacının alkol kulladığı, kadınlara zaafı olduğu, önceki evliliğinden çocuğu olduğu ve psikolojik rahatsızlığı olduğunu sonradan öğrendiğini, davacının kendisini taciz ettiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından davacı tarafça açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının davalı tarafta olduğu, tanık beyanlarının kuşkulu olduğu, davalının iadeyi ispat edemediğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, nişan bozulması nedeni ile hediyelerin geri verilmesine ilişkindir....
Dava, nişanın bozulması nedeniyle, davalıya verilen nişan hediyeleri ile paranın iadesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, 28/06/2016 tarihli celsede; ziynet eşyalarını davalıya verenlerin haklarını davacıya temlik ettiklerini bildirerek, temlik sözleşmelerini dosyaya sunmuştur. Bu halde, mahkemece; öncelikle anne ve kardeşleri tarafından takılan nişan hediyelerinin belirlenmesi, sonrasında ise anne ve kardeşler tarafından davacıya verildiği bildirilen temlik sözleşmelerinin araştırılması ve ulaşılacak sonuç uyarınca davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen başka gerekçe ile bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Nişanın bozulmasının, taraflarda üzüntü yaratması ve menfaatlerini haleldar etmesi doğal ise de duyulan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınamaz. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. (Yargıtay 3.HD 2014/14502 Esas 2014/13573 Karar sayılı,20/10/2014 tarihli kararı) Somut olayda; Davalı tarafça mahkemenin kabulünde olan ziynet eşyalarının nişanın bozulması nedeniyle davacıya iade edilmediği sabittir. Nişan bozulması nedeniyle tarafların kişisel haklarına saldırı niteliğinde bir eylem bulunmamaktadır. Aracın ise davacının babası tarafından alındığı sabittir. Bu nedenle mahkemenin usulden ret gerekçesi isabetlidir. Davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talepleri mahkemenin kabul gerekçesinde olduğu gibi TMK'nun 120....
Somut olaya gelince; toplanan deliller ve alınan tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde kabule konu ziynet eşyalarının nişan hediyesi olarak kadına takıldığı, nişanın bozulması nedeniyle iadesinin gerektiği değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin kabul gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. Diğer taraftan, TMK'nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Dava ve karşı dava, nişanın bozulması nedeniyle maddî-manevî tazminat ile hediyelerin geri verilmesi isteminden ibarettir. Davacı-davalılar tarafından nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi ile maddî ve manevî tazminat, davalı-davacı kadın tarafından ise nişanın bozulması nedeniyle maddî ve manevî tazminat talep edilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde davacı ile davalının nişanlandıklarını, davalının nişanı bozduğunu, hediyeleri iade etmediğini, ileri sürerek ziynet eşyalarının mevcut ise aynen değilse 10.650,00 TL bedelinin ve 3.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK'nın 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi - manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, her iki davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı karşı davalı vekili dilekçesinde; tarafların 08/01/2013 tarihinde nişanlandıklarını, davalı karşı davacının sebep göstermeden nişanı bozduğunu, “Mevlit bana tecavüz etti “ şeklinde iftira attığını, nişanın bozulması ve atılan iftira nedeniyle müvekkilinin psikolojik bunalıma girdiğini belirterek 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca 6 adet altın bilezik, altın set ve bohçaların aynen iadesini, olmadığı takdirde bedeli olan 15.000 TL'nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2022 NUMARASI : 2021/433 ESAS, 2022/752 KARAR DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Ziynet Eşyalarının Geri Verilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-karşı davalı taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili İhsan ile davalının 19/06/2020 tarihinde nişanlandıklarını, daha sonra 27/11/2020 tarihinde davalı tarafından istemiyorum denilerek, hiçbir sebep yokken nişanın tek taraflı bozulduğunu, yapılan nişan nedeniyle müvekkillerinin, davalı tarafa dava dilekçesinde belirtilen hediyelerin geri verilmesini, müvekkilleri tarafından, davalıya nişan nedeniyle hediye edilen ve davalı tarafından geri verilmeyen hediyelerin listesini dava...
Dosyanın incelenmesinde; asıl davada davacı tarafın dava dilekçesinde; sadece ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talepte bulunduğu, aynen iadeye yönelik talepte bulunmadığı, halde davalı vekilinin mazeretli bulunduğu karar duruşmasında, davacı vekili tarafından dava konusu ziynetlerin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece, ıslah ve karşı tarafın muvafakatı bulunmadığı halde talep aşılacak şekilde ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedeline yönelik hüküm kurulmuştur O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacının ziynet eşyalarının bedeline yönelik talebinin olduğu aynen iade talebinde bulunmadığı gözetilerek taleple sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....