"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece her iki tarafın karşılıklı açtığı boşanma davalarının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi gereğince boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiş, kararı her iki taraf süresinde temyiz etmiştir. Tarafların temyiz incelemesinden önce Yargıtay'a hitaben gönderdikleri 17.05.2016 tarihli dilekçeden boşanma ve fer'ileri konusunda aralarında protokol düzenledikleri anlaşılmaktadır. Bu protokol dikkate alınarak taraflar duruşmaya çağrılıp, bizzat beyanları da alınmak suretiyle gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından zina sebebiyle boşanma kararı verilmemesi, ıslah talebi, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 02.11.2021 günü temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından 30.11.2020 tarihli tavzih kararı, erkeğin davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen vekalet ücreti, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından boşanma kesinleşme işleminin geri alınması, kesinleşen boşanma yönünden yeniden hüküm kurulması, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı kadına yüklenen eşine karşı hakaret etme kusurunun ispatlanamamasına karşın, mahkemece...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2019 NUMARASI : 2019/52 ESAS - 2019/494 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Katılma yoluyla başvuran davalı/ karşı davacı kadın vekili hükmün; müşterek çocuk ve lehine hükmedilen nafakalar ile tazminatların miktarları ile aile konutunun müvekkil ve müşterek çocuğun kullanımı için tahsisi devamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava; karşılıklı boşanma talebine ilişkindir. Davacı/ karşı davalı erkek vekili; 03/01/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen 28/12/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuş ve anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/ karşı davacı kadın vekili; taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca karar verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak, dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek (Yargıtay 2....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın ve ortak çocuk lehine nafaka ile davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından velayeti de kapsar şekilde her iki dava yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf kanun yolu değerlendirilmesi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet yönünden yapılmıştır....
Dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına tam pay ile kayıtlı olması, davalının taşınmaz üzerinde mülkiyete ve kayda dayalı herhangi bir hakkının bulunmaması nedeni ile boşanma kararının kesinleşmesi ile davalının taşınmazda haksız işgalci konumuna düştüğü dolayısı ile intifadan men'e gerek olmadığı açıktır. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde öngörülen aile konutu şerhi tarafların boşanmalarına ilişkin kararının kesinleşmesi ile hukuki niteliğini yitirir. Şerhin şeklen sicil kaydında yer alması kayıt maliki olmayan boşanan eşe herhangi bir hak bahşetmez. Hal böyle olunca, TMK’nin 683'üncü maddesi gereğince mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle davacı lehine boşanma kararının kesinleşmesinden icra takip tarihine kadar olan süre için belirlenecek ecrimisil üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Ne var ki, davacı-davalı kadın, erkeğin karşı boşanma davasında verilen boşanma hükmünü temyiz etmeyip boşanma kararı bu yönüyle kesinleşmiş olduğundan; davacı-davalı kadının boşanma davasının konusu kalmamıştır. Bu sebeplerle, davacı-davalı kadının boşanma davası hakkında “konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Davalı-davacı erkekten kaynaklanan boşanmaya sebep olan olaylar, davacı-davalı kadın tarafından affedilerek davalı-davacı erkek kusursuz duruma gelmiştir. Kusursuz eş aleyhine maddi ve manevi tazminata (TMK md. 174/1-2) hükmedilemez. Açıklanan sebeple davacı-davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Karar tarihinden sonra 16.05.2014 tarihinde dünyaya gelen tarafların müşterek çocuğu...'nin velayeti ile ilgili düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Sözü geçen ortak çocuğun velayetinin düzenlemesi yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....