aldığını, çeşitli bankalarda birikmiş mevduatının bulunduğunu, yoksulluk nafakasının iptaline, boşanma tarihinden itibaren geriye dönük olarak davalının kendisinden aldığı nafakanın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayımızda, davacının davada, iştirak nafakasının kaldırılmasını ve dava tarihine kadar davalı tarafa ödenmiş olan toplam 22.149,00 TL iştirak nafakalarının iadesini talep ettiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak mahkemece hüküm kısmında iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren kaldırıldığı belirtilmediği gibi davacının iade talebini karşılar şekilde olumlu veya olumsuz bir hüküm de tesis edilmemiştir....
/378 Esas-2011/359 Karar sayılı kararı ile artırılan iştirak nafakasının dava tarihi itibari ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nafakasının 1.000,00 TL arttırılarak 1.550,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ile yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kısmen kabulü yönünden; davalı kadın tarafından ise azaltılan yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Samsun 1....
ödenmesinin çekilemez hal aldığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının makul bir seviyeye indirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece; davacının en son olarak çalıştığı firmadan aylık 965.95 TL'lik gelir elde elde ettiği belirtilmiş ise de; davacı bu şirkette (Ross ilaç şirketinde) yurt dışı satış ve pazarlama elamanı olduğunu, davacının yaptığı bu iş ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Odasının yazı cevabına göre emsal işlerde görev yapan bir elamanın aylık brüt 5000 TL alabileceğinin bildirildiğini, davalı kadının babasından 500 TL aylık gelir eldde ettiğini bu gelirin yoksulluktan kurtarmayacağını, hali hazırda yoksulluk nafakasının önceki anlaşmalı boşanma ilamı gereği 1623,85 TL'ye ulaştığını, iştirak nafakasının da 941 TL'ye ulaştığını, davacının protokol hükümlerine mevcut nafakaları ödemesi gerektiğini, boşanma ilamında berlirtilen yıllık 200 TL artışın ise hakkaniyete uygun olmadığını, yıllık ÜFE artış oranının devam...
Aile Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli ve 2012/220 Esas 2012/903 Karar sayılı ilamı ile davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 375,00 TL'ye yükseltildiği, yoksulluk nafakasının artırımı talepli bir sonraki davada ise ... 6. Aile Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/975 Esas 2016/178 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine dair kararın Dairemizin 2016/10343 E., 2017/703 K.sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; mahkemece, davacı kadının yoksulluk nafakasının aylık 275,00 TL olduğu gözetilerek hüküm kurulduğu, davanın açıldığı tarihte davacı kadının aldığı yoksulluk nafakasının aylık 375,00 TL olduğu halde, bu hususun taraflarca ileri sürülmediğinden mahkemece yargılama sırasında değerlendirilemediği anlaşılmaktadır....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, takdir edilen tedbir nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davacının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakasının miktarı hak ve nesafete uygundur. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davacının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşulları dikkate alınmalıdır. Davacının iş sözleşmesinin sonlandırılma nedeni, davacının işe iade davası açmış olması, işveren tarafından yapılan toplu ödeme gözönüne alındığında davacının elde ettiği gelire göre ödediği tedbir nafakasının miktarının halen hakkaniyete uygun olduğunun, azaltılması için yasal bir neden bulunmadığının kabulü gerekir....
nın yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk İshak adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, aylık 200,00 TL iştirak nafakasının aynen devamına, davacı M. P. adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, Sakarya 2. Aile Mahkemesinin 2009/469 Esas 2011/209 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Müşterek çocuk İshak yönünden iştirak nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazlarına incelendiğinde; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....