geldiği, baba kavramıyla şu ya da bu şekilde tanışmak durumunda olduğu, bu bağlamda kişisel ilişkinin esasen ortak çocuğun da yararına olduğu ve ortak çocukla babası olan erkek arasında sınırlı, yatılı olmayan bir kişisel ilişki kurulması yoluna gidildiği belirtilerek; ortak çocuk ile erkek arasında her ayın bir ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 10.00 ile aynı gün saat 14.30 arasında kişisel ilişki kurulmasına, taraflar hakkında kişisel ilişki hususunda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'un 5 inci maddesi uyarınca danışmanlık tedbiri uygulanmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, dikkate alındığında ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, her ne kadar yargılama sırasında nafakalara ÜFE oranında arttırım talebinde bulunulmuşsa da bu talebin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yapılmadığı ve bu sebeple kabulü yönünden değerlendirme yapılamayacağı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16.02.2022 (Çrş.)...
DAVA Davacı-davalı baba vekili dava dilekçesinde özetle; ortak çocuğun velâyetinin babada olduğunu ve mahkeme kararıyla çocukla anne arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, annenin pavyonda çalıştığını, sabit ikametgâhının olmadığını, çocuğun akrabalarla ilişki kurmasını engellediğini, kişisel ilişkinin corona virüsü nedeniyle çocuk için tehdit oluşturduğunu iddia ederek; virüs tehlikesi geçene kadar telefonla kişisel ilişki kurulmasını, akabinde de haftasonları, dini bayramlarda, yarıyıl ve yaz tatilinde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. II....
Boşanma kararında yer alan kişisel ilişkiye dair düzenleme kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun olmadığı gibi, çocuğun ulaştığı yaş itibarıyla da menfaatine uygun değildir. Bu bakımdan velayeti davacı-davalı anneye verilen çocukla davalı-davacı baba arasında ayın belirli haftalarında yatılı da kalacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm bölümünün 4. bendindeki, müşterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiye yönelik “her ayın 1. ve 3. Pazar günleri, dini bayramların 2. günü saat 09.00 ile 17.00 arası” sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, yerine “ her ayın 1. ve 3....
Velayeti davacı anneye verilen ortak çocukla baba arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki düzenlemesi; infaza elverişli olmadığı gibi geleceğe yönelik kademeli ilişki kurulması da o tarihteki koşullar bilinemeyeceğinden doğru olmamıştır. Mahkemece müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında her ayın belirli hafta sonlarında, dini bayramlarda ve Temmuz ayında başlama ve bitiş saatleri de gösterilmek suretiyle uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde düzenleme yapılması doğru olmamıştır....
Karardaki boşanma ve velayet hükümleri taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olmakla, kadının istinafına konu çocukla baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi ile maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden istinaf incelemesi yapılması gerekmektedir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması, tedbir nafakası davası ve birleşen karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince çocukla kişisel ilişki kurulması davasının, tedbir nafakası davasının ve birleşen karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince kesinleşen kadının boşanma davasındaki boşanma hükmü ve yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden karar verilmesine yer olmadığına, sair yönlerden kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince çocukla kişisel ilişki kurulması davasının, tedbir nafakası davasının ve birleşen karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK md.174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk ... için takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Mahkemece, müşterek çocuk ...'nin velayeti davacı anneye bırakılmış, müşterek çocukla baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali'' ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Tarafların aynı şehirde oturduğu anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2023 NUMARASI : 2022/77 ESAS-2023/106 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlilik dışı meydana gelen 25/02/2017 doğumlu Lina Huri Korkmaz'ı yasal olarak tanıdığını, çocuğun velayetinin davalı annesinde olduğunu, davalı tarafından açılan dava sonucunda iştirak nafakası ödemekte olduğunu, davalının başka şehirde yaşaması nedeniyle kendisinde kalmasını istediğinde zorluklar çıkarıldığından dolayı çocuğuyla görüşemediğini bildirerek çocukla arasında kişisel ilişki tesisi kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması - İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kurulan kişisel ilişki süresi ve ortak çocuğun yurt dışına babanın bilgisi ve muvafakati dışında çıkarılmamasına yönelik tedbir kararının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk...