"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Nafakanın Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından; tamamı yönünden, davacı-davalı (kadın) tarafından ise; katılım yoluyla tazminatların miktarı ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2014 NUMARASI : 2013/215-2014/437 Taraflar arasındaki nafakanın azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkeme hükmü davacı vekiline, 08.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’ nun 432.maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 01.09.2014 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebilir....
ın 2007 doğumlu olup, 7 yaşında oldukları ve ilkokul sınıfta okudukları ve önceki nafakanın takdir edildiği 2011 yılından dava tarihine (29.05.2014) kadar aradan geçen süre zarfında ihtiyaçlarının arttığı kabul edilmelidir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocukların ihtiyaçlarına ve günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece takdir edilen indirim miktarı yüksektir. O halde mahkemece; davacı annenin de katkısı dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, çocukların ihtiyaçları da gözetilerek, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir indirim miktarına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek miktarda indirim yapılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalı tarafın istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu bağlamda mahkemece, davacının nafakanın kaldırılması isteminin reddinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı reddedilmiştir. Ancak her ne kadar asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektiren bir olgu kabul edilmese de yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, nafakanın azaltılması talebini de içerdiğinden, davalının aylık elde ettiği gelir, nafaka miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
Somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının belirlenmesi için yazılan yazılara istinaden tutulan tutanaklara göre, davacının ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü değişim olmadığı, edimin aynen ifasının davacı yönünden katlanılmaz hal almadığı, yoksulluk nafakasının anlaşmalı boşanma davasında belirlendiği, davalının çalışmasının ve gelir miktarının yoksulluk nafakası ihtiyacını ortadan kaldırmadığı, kaldı ki anlaşmalı boşanma davası görülürken kadının çalıştığının erkek tarafından bilindiği, kadına devredilen taşınmazın da protokol kapsamında bilinerek devredildiği anlaşıldığından, nafaka karar tarihinden itibaren bir yıl sonra başlayan ÜFE artışları kapsamında eldeki dava tarihine kadar nafakanın ulaştığı miktar dikkate alındığında, TMK.nun 175 ve 176.maddelerinde öngörülen yükümlülük ve koşullar gözetilerek nafakanın azaltılması yönünden de talep yerinde görülmediğinden, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Nafakanın Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından kadın yararına hükmolunan tazminatlar, nafakaların miktarı, birleşen tedbir nafakasının azaltılması davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere manevi tazminat yönünden oyçokluğuyla diğer yönlerden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması - Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokol Hükmünün Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı ile Karaman Aile Mahkemesinin 22.08.2013 tarihli ve 2013/693 esas sayılı ilamı ile boşandıklarını, protokol uyarınca mahkemece davalıya aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ancak boşanma davasından sonra kendisinin ekonomik durumunda meydana gelen olumsuz değişiklikler sonucu nafakayı ödeyemeyecek duruma geldiğini, şu anda evli olduğunu ve bakmakla yükümlü çocuklarının bulunduğunu, davalı kadının ekonomik durumunun kendisinden daha iyi olduğunu ileri sürerek daha evvel hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakanın kaldırılmasını, yine...
Türk Medeni Kanunu'nun 176/4. ve 331. maddelerine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına, azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması, azaltılması veya kaldırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2022 NUMARASI : 2020/433 ESAS - 2022/322 KARAR DAVA KONUSU : İştirak Nafakasının Azaltılması - Arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara Batı 1.Aile Mahkemesinin 04/06/2015 tarih ve 2014/905 Esas, 2015/438 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Tuna'nın velayetinin anneye verildiğini, çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve nafakanın her yıl Üfe oranında arttırılmasına karar verildiğini belirterek, çocuğun yaşı, müvekkilinin devlet memuru olması sebebiyle hükmedilen nafakanın makul bir değere indirilmesine, yıllık artış miktarının da müvekkilinin devlet memuruna yapılan yıllık faiz oranı ile arttırılmasına karar verilmesini...