Aile Mahkemesinin 2014/961 esas sayılı dosyasında baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki eldeki davada kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha geniş nitelikte olup, baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin bakımından dosya kapsamına uygundur. ../.... Toplanan delillere göre, eldeki davada baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektiren bir husus kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davacı annenin ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
değiştirilmesi davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine karar verilmiştir IV....
Kişisel ilişkinin düzenlenmesine yönelik yapılan değerlendirme sonucunda; Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.182/II ve 324)....
Aile Mahkemesinin 2015/335 esas sayılı dava ile boşandıklarını, boşanma haricindeki diğer hususlar yönünden kararın kesinleşmediğini, dolayısıyla velayet ve yoksulluk nafakası açısından derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı kadının halen Konya'da gayri resmi olarak evlendiğini, çocuğun da anne yanında bulunduğunu, yeni eşinin çocuğu kabul ettiğini, davalı kadının kişisel ilişki konusunda zorluk çıkarmadığını, davacı erkeğin çocuğu kaçıracağını söylediğinden dolayı resmi yolla çocuğu babaya gösterdiğini, davacı erkeğin çocuğa ilgi alaka göstermediğini, kişisel ilişki günlerinde çocukla düzenli görüşmediğini, güvenlik görevlisi olarak geceli gündüzlü çalıştığından dolayı çocuğa anne ve yengesine baktıracağını, tüm bu nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik talebin kabulüne, velayetin tedbirine verilmesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
DAVA Davacı-davalı baba dava ve vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; boşanma ilâmıyla çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile kişisel ilişki tesis edildiğini, o dönemde çocuğun yaşının küçük olması ve babanın da başka şehirde görevli olması nedeniyle kişisel ilişkinin sınırlı olduğunu ancak babanın çocukla aynı şehire taşındığını, çocuğun da büyüdüğünü, daha fazla kişisel ilişki talebinin anne tarafından reddedildiğini, çocukla kişisel ilişkinin hep icra yoluyla sağlandığını, çocuğun babasına ve onun eşine karşı kötü sözler söylemesi konusunda tembihlendiğini, annenin yanında kendine ait bir odasının olmadığını, annenin çocuğu intikam aracı olarak kullandığını ve çocuğa psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek; ortak çocuğun velâyetinin değiştirilerek babaya verilmesine, mümkün olmadığı takdirde her hafta sonu, yarıyıl tatili boyunca ve yazın bir ay olacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
ı akrabalarına veya çalıştığı iş yerinde bıraktığını, davacının, çocuk ile görüştüğü zamanlarda küçüğün kişisel ihtiyaçlarını yerine getirmediğini, küçüğün yanında argo kelimeler kullanmaktan çekinmediğini, küçüğün gelişme çağında olduğu için hem ahlaki hem psikolojik yönden davacı babanın bu tavırlarından etkilendiğini, davacının her ne kadar çocuğa karşı uygunsuz davranışları da olsa davalının çocukla babanın kişisel ilişki kurmasına engel olmadığını, küçük ...'...
aylarının 2. günleri saat 10.30 ile 8. günleri sat 17.30 arasında KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA” hükmedilmiş, hüküm davalı baba tarafından istinaf edilmiş, davalı babanın kişisel ilişki süresine yönelik istinaf talebi kabul edilerek “Kişisel ilişki düzenlemesi hükmüne "her ayın 3. hafta sonları Cumartesi günleri saat 10:30'dan Pazar günleri saat 17:30'a kadar kişisel ilişki kurulması" düzenlemesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLMESİNE” şeklinde karar verilmiş, bölge adliye mahkemesinin karar davalı baba tarafından temyiz edilmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, çocuğunu rahatlıkla görmekte olduğunu, kişisel ilişki tesisinde hiçbir problem yaşamadığını, velayetin el değiştirmesi şartlarının oluşmadığını buna rağmen davacı tarafın asılsız iddialarla bu davayı açtığını, tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde davacı Mine lehine bağlanan 350 TL yoksulluk nafakasının, Mine'nin evlenmesi ve işe başlaması durumunda kaldırılacağı yönünde hüküm olduğunu, Mine'nin uzun süredir çalıştığını öğrenmelerinin üzerine bu nafakanın kaldırılması yönünde dava açtıklarını, akabinde huzurdaki davanın açıldığını, huzurdaki davanın caydırma amaçlı açıldığını, davacının velayet almak için gerekli imkanlara sahip olduğu konusunda dosyaya delil sunulmadığını, çocuğun babanın yanında kötü muamele gördüğü ve babanın çocukla ilgilenmediği iddialarının asılsız olduğunu, davacının çocukla kişisel ilişki günlerinde bile riayet etmeyip çocuğu görmeye gelmediğini beyanla; açılan davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik davada, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmolunmaması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.04.2016 (Çrş.)...