Birleşen dosya açısından: Davacı dilekçesinde özetle; Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2016 tarih ve 2015/476 esas ve 2016/122 karar sayılı kararı ile nafakaya hükmedildiğini, verilen nafakanın kendisi için 250,00- TL. ve müşterek çocuklar için 125 er TL. nafaka bağlandığını, verilen nafakanın üzeninden yaklaşık dört yıl geçtiğini, ekonomik koşullar ve müşterek çocukların büyümesi ile ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın verilen nafakanın yetersiz kaldığını, çocuklardan Sami’nin okula başladığını, davalının yalnız yaşadığını emekli aylığından başka ekstra gelirlerinin olduğunu, kendisi için bağlanan 250,00- TL. nafakanın 1.000,00- TL.ye ve müşterek çocuklar için bağlanan 125 er TL. nafakanın 300 er TL.ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve aralarında ptotokol düzenlendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, boşanma davası ile hükmolunan 600,00 TL nafaka miktarının henüz derdest olan ....Aile Mahkemesinin 2012/313 Esas sayılı dosyası ile 750,00 TL'ye yükseltildiğini, derdestlik itirazlarında bulunduklarını, davacının maddi durumunun kötüleştiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, küçüğün bakım giderlerinin araştırılmasını, nafakanın artırılması davasındaki şartların değişmediğini bu nedenle haksız ve dayanaksız davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, müşterek çocuğa ödenmesine karar verilen nafakanın artırılmasına ilişkin ... .Aile Mahkemesinin 2012/313 Esas sayılı dava dosyası temyiz edilmekle kesinleşmediğinden, henüz kesin olmayan nafakanın kaldırılması veya olmadığı takdirde indirilmesinin istenilemeyeceği nedeniyle özel dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2015 NUMARASI : 2014/1393-2015/210 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Ankara 1.Aile Mahkemesinin, 2013/1152 Esas ve 2014/821 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını belirterek, var olan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırılması ile 2014 yılının ağustos ve eylül aylarına ait nafaların toplamı olan 400 TL' nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2015 NUMARASI : 2015/83-2015/190 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; 2012 yılında boşanan taraflardan davalı lehine hükmedilen 200TL yoksulluk nafakasının 2014 yılında mahkeme kararıyla 300TL' ye artırıldığı, davalının SGK emeklisi olup, İzmir ili Buca ilçesinde 1/2 oranda taşınmaz maliki olduğu, müvekkilinin ise yeniden evlendiği, geçinmekte zorlandığını belirterek nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı kadının aldığı yetim aylığı ve vefat eden babasından kalan taşınmazın, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, nafakanın ...'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili, karşı dava dilekçesinde; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının kendisi için talep ettiği nafaka artırım talebinin reddine; müşterek çocuk yararına ise, mevcut nafakanın 60 TL artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı kadın için, nafakanın artırılması ve kaldırılmasına yönelik taleplerin reddine; müşterek çocuk H..G.. E..l için Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1002 Esas, 2002/555 Karar sayılı ilamı ile aylık 40 TL olarak hükmedilen nafakanın dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250 TL 'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuk yararına ise mevcut nafakanın 60 TL artırılması talebine ilişkindir....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı erkek vekili aleyhine hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, iştirak nafakasının arttırımı istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri beş bin sekiz yüz seksen Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesindeki parasal sınır 5.880,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının nafakanın arttırımına itiraz ettiğini, tarafların Manisa 1. Aile Mahkemesi 2008/514 E. 2008/454 K. Sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararında verilen nafaka ve arttırıma da hür iradeleri ile kendilerinin karar verdiğini, bu konuda yasal bir engel olmadığını mahkeme kararında da her yıl ne kadar arttırım yapılması gerektiğinin yazdığını, kişi bunu kendiliğinden yapmadığı zamanlarda alacaklının talebi üzerine icra dairesi hesaplayıp nafaka yükümlüsünden birikmiş miktarla beraber keseceğini, kaldı ki ülkedeki enflasyon ve diğer şartlar nafakanın değerini düşürse de müvekkilinin 2008 den bu yana bir defa bile nafaka arttırımı için dava da açmadığını, nafaka dosyası ve dosya içinde bulunan Aile Mahkemesi kararının yeterli deliller olduğunu, ÜFE oranına göre hesaplama yapıldığında, hukuka aykırı bir işlemin olmadığının anlaşılacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Manisa 1....