Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 28.07.2011 kesinleşme tarihli karar ile boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde, boşanmadan önceki yaşam standardının aynıyla sürdürülmesinin sağlanması gerekmez. Nafaka alacaklısının yaşı, eğitim durumu, barınma olanakları, düzenli ve sabit olmasa bile bir miktar geliri olup olmadığı, benzer konumda bir kimsenin normal gereksinimlerine göre olabilecek makul yaşam standardı ile nafaka yükümlüsünün ödeme olanağı birlikte değerlendirilerek; hakkaniyete uygun bir miktar yoksulluk nafakası olarak kararlaştırılmalıdır. Böyle bir değerlendirme yapıldığında; davacı-davalı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası orantısız ve çok fazladır. Hükmün, diğer bölümlerinin onanması; yoksulluk nafakası bakımından bozulması gerektiği düşüncesiyle; değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının...
bir araç kaydı, menkul ya da gayrimenkul malvarlığının bulunmadığını, buna rağmen nafaka miktarında arttırım yapılmasının yerel mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirdiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, müşterek çocuk Azra için talep edilen nafaka arttırım talebinin reddine, müvekkilinin davalıya ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda;tarafların 1995 yılında boşandığı,boşanma neticesinde davacı lehine aylık 1,50 YTL olarak hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/167 Esaslı dosyası ile açılan nafaka artırım davası neticesinde mahkemenin 31.05.2007 tarihli kararı ile aylık 120 YTL'ye yükseltildiği,yine davacı tarafından 2009 yılında açılan nafaka artırım davasında ise yoksulluk nafakası artırım talebinin davacının kendisine yoksulluk nafakası bağlandığı tarihten sonra babası nedeniyle ...'dan dava tarihi itibariyle aylık 526,19 TL maaş alması nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/54-252 E.K.sayılı ilamında yer alan nafaka alacağından ve diğer haklarından vazgeçmemiş olduğu, bu itibarla davalı vekilinin sadece icra takibinden vazgeçmiş olduğu, asıl haktan feragat etmemiş olduğu izahtan varestedir.Buna göre nafaka alacaklısı kadının feragat edilen döneme ilişkin nafakayı tekraren ikinci takiple isteyemez ise de, feragat dönemi dışında kalan nafaka alacağını istemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Davacı dava dilekçesinde davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının TMK'nun 176/3 maddesi gereğince kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılma şartları oluşup oluşmadığı hususu tartışılmamış, bu konuda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı gerekçe karar verilmiştir.O halde mahkemece; davalı kadın lehine bağlanan yoksulluk nafakasının TMK'nun 176/3.maddesi kapsamında kaldırılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda, tarafların delilleri de toplanmak suretiyle sonucu dairesinde...
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 600 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir. TMK.nun 176/....maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 01.09.2010 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı/karşı davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacı/karşı davalının çalışmadığı; davalı/karşı davacının ise polis memuru olup 2.869 TL aylık aldığı, yeniden evlendiği, bu evlilikten bir çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 20.07.2010 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup, gelirinin bulunmadığı, davalının ise işçi olup,aylık 1.683.65 TLgelirinin olduğu, aylık 150 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....