WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip talebinde talep edilen nafakanın dönemi belirtilmiş olmakla nafakanın tedbir yerine iştirak nafakası olarak adlandırılması sonuca etkili görülmemiştir. Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/553 E-2019/928K sayılı dosyası UYAP üzerinden incelenmiş 26.06.2019 tarihli celsede talep tarihi 08.05.2019 tarihinden itibaren aylık 350.00T.L tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından 08.05.2019 tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilen tedbir nafakasına ancak mahkemenin ara karar tarihi olan 26.06.2019 tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. Yargıtay tarafından tedbir nafakasının başlangıç tarihi dava tarihi olarak düzeltilmiş ise de bu ancak dava tarihinden itibaren tedbir nafakası talep imkanı sağlar. Mahkemenin tedbir nafakası hükmetmesi öncesinde muaccel borç bulunmadığından öncesine ilişkin işlemiş faiz talebi yerinde değildir. Buna göre 26.06.2019 tarihinden itibaren talep edilebilir hale gelen nafaka alacağına faiz talebi mümkündür....

Somut olayda davacı-davalı kadın ortak çocuk için aylık 2.000 TL bağımsız tedbir nafakası talep etmiş, ortak çocuk yararına 1.100TL bağımsız tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Davacı-davalı kadının ortak çocuk yararına talep ettiği bağımsız tedbir nafakasının reddedilen kısmının bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle kadının; ortak çocuk yararına hükmolunan bağımsız tedbir nafakası davasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları ile davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    GEREKÇE: Dava; davacı kadın yanında yaşayan müşterek çocuklar yönünden tedbir nafakasına, davacı kadın yönünden ayrı yaşamda haklılığa dayalı tedbir nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Tedbir nafakası talep edilen müşterek çocuklar ve davacı, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....

    Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davalının hükmün Yargıtay'ca onanan kısmına yönelik karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Davalının ve davacının nafaka ile ilgili bozmaya yönelik karar düzeltme taleplerine gelince; Mahkemece, davalının tedbir nafakası talebi hakkında hiç bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu yönde alınmış bir ara kararı da bulunmamaktadır. Durum böyleyken, hükmün "..davalı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının az olduğundan" bahisle bozulması yanılgıya dayalıdır. Ne var ki davalı tedbir nafakası talebinde de bulunmuştur. Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir hüküm verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı vekili dilekçesinde; davalı eşinin açtığı nafaka davasının (Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/891-1128) kabul edilerek, davalı ve 2 çocuk için 100'er TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, 3 yıl sonra davalı ile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/956-2007/60 sayılı ve 15.09.2008 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davacıya verildiğini, müşterek çocuklardan ...'nın 14.11.2005, ...'nın ise 06.04.2006 tarihinden itibaren davacı yanında yaşadığını, buna rağmen davalının tedbir nafakalarının tahsili için icra takibi başlattığını, çocukların davacı yanında bulunduğu döneme ilişkin tedbir nafakası ödeme yükümlülüğü olmadığını, ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını belirterek, 1.İcra Müdürlüğünün 2005/2955 E sayılı dosyasında çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası yönünden borçlu olmadığının tesbitine ve ödediği 7.050 TL'nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen boşanma davası, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle erkeğin kabul edilen boşanma davası ve yoksulluk nafakasına dair temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma davası ve yoksulluk nafakası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle tedbir nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün tedbir nafakası davası yönünden bozulması gerekmiştir....

          Bu düzenleme karşısında boşanma veya ayrılık davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen) alınması gereklidir. Mahkemece bu kapsamda 19.03.2009 tarihli ara karar ile kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Geçici tedbir nafakası kural olarak boşanma ve ayrılık davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir ve boşanma ya da ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam eder. Ancak geçici tedbir nafakası almakta olan eş ve çocuklar nafaka yükümlüsü eş ile birlikte yaşıyorlar ve geçimi nafaka yükümlüsü eş tarafından sağlanıyorsa, başka bir ifade ile nafaka ihtiyacının ortadan kalkması durumunda nafaka yükümlüsü eşi, geçici tedbir nafakası ile sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi, nafaka alacaklısı eş yönünden de hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) niteliğini taşır....

            Mahkemece, tarafların boşanmalarına, davacının öğretmen olması nedeniyle tedbir nafakası talebinin reddine, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ve tedbir nafakasına hükmedilmemiş olması yönünden temyiz edilmiştir. Sayın çoğunluk tarafından “davacı, dava dilekçesinde 1000,00 TL nafaka hükmedilmesini istemiştir. Talep edilen nafakanın açıkça tedbir nafakası olduğu belirtilmediğine göre, boşanma talebinin ardından ileri sürülen nafaka isteği, yoksulluk nafakasını da kapsar. O halde yoksulluk nafakası talebinin mevcut olduğu kabul edilerek, toplanan deliller çerçevesinde bu hususta müspet veya menfi karar tesis edilmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmaması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur” gerekçesiyle mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafakası davasında kendisi yönünden reddedilen tedbir nafakası talebine yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Temyize konu kadın tarafından açılan asıl tedbir nafakası davasında, kadın yönünden reddine karar verilen tedbir nafakasının yıllık miktarı 7.200,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

                İcra dosyasının incelenmesinde; takibe dayanak Hassa Aile Mahkemesinin 26/09/2012 tarihli ve 2011/29 E. - 2012/381 K. sayılı karar içeriğinden; alacaklı... tarafından 02/02/2011 tarihinde haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası istemi ile açılan davada yapılan yargılama sonucunda mahkemece, alacaklı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 175 TL tedbir nafakası ödenmesine hükmedildiği, kararın temyizen bozulması üzerine aynı mahkemenin 19/02/2014 tarihli ve 2013/293 E. - 2014/46 K. sayılı kararı ile alacaklının nafaka talebinin sübut bulmadığından reddine karar verildiği ve hükmün 19/01/2015 tarihinde kesinleştiği, Hassa Aile Mahkemesinin 03/06/2015 tarihli ve 2014/122 E. - 2015/154 K. sayılı kararı ile alacaklı tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, alacaklı yararına aylık 150 TL tedbir nafakası ödenmesine, anılan nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği ve hükmün 08...

                  UYAP Entegrasyonu