belirtilen arttırım oranına göre her bir çocuk için bağlanan nafaka miktarının 211 TL'den, 422 TL'ye ulaştığı anlaşılmaktadır.Ne var ki,davacı yan,dosyaya sunulan delillerden nafaka miktarının uyarlanarak azaltılması için gereken koşulların oluştuğunu kanıtlamış değildir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının kızı ile birlikte büfe işlettiği, aylık 1000 TL gelirinin olduğu, kızı ile birlikte oğluna ait evde yaşadığı; davalının ise, emekli olduğu aynı zamanda pazarda sebze sattığı, aylık 1300 TL gelirinin olduğu, kendisine ait evde kaldığı, üzerine kayıtlı motosikletinin olduğu tespit edilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların, 18.07.2013 tarihinde, anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünün, 19.07.2013 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 24.07.2014 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, babasından 370 TL ölüm aylığı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, aylık 450 TL konut kredisi geri ödemesi bulunduğu; davalının ise memur olup, 2.250 TL maaş aldığı, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, 2001 model O.A. marka aracının bulunduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı .. aralarındaki nafakanın azaltılması davasına dair ... 3.Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesinden verilen 22/03/2016 günlü ve 2015/288 E.-2016/161 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 13/06/2017 günlü ve 2016/18801 E.-2017/9907 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 440. maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01/01/2017 tarihinden itibaren 13.900. TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 gün ve 2005/3-169 Esas 235 Karar sayılı ilamı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Ö.. aralarındaki nafakanın azaltılması davasına dair İstanbul Anadolu 3.Aile Mahkemesinden verilen 25/12/2014 günlü ve 2014/316 E.-2014/1162K.sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 14.10.2015 günlü ve 2015/8120 E-2015/15804 K.sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 12.690 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3–169 E-235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yıllık nafaka (farkı) miktarı, karar düzeltme sınırının altındadır....
Mahkemece, takdir edilen nafaka miktarının her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına karar verilmesi infazda tereddüt oluşturacağından isabetli bulunmamıştır. Öte yandan, 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren artırılacağı konusunun belirsiz bırakılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların (1996 tarihinde açılan) boşanma davası sonucunda (1998 tarihli kararla) boşandıklarını ve davacı lehine (5.000.000 TL) (yeni 5 TL) yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; ancak, davalının nafaka borcunu ödemediği gibi, hükmedilen nafakanın aradan geçen zaman içinde de çok düşük kaldığını ileri sürerek; nafakanın artırılarak 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 24.10.1996 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 13.12.1996 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 18.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olup, gündelik işlerde çalıştığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise çiftçilikle uğraştığı, aylık gelirinin 600TL olduğu, 20 dönüm tarlasının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır....