Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Yoksulluk nafakası; boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek eş için verilen ve boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacak olan nafakadır. Kural olarak yoksulluk nafakasının başlangıcı, boşanma kararının kesinleşme tarihidir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2014 NUMARASI : 2013/165-2014/181 Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; 16.02.2011 boşanma davası nihai kararı ile velayeti davacı(kadın)a bırakılan, müşterek çocuk Alara'nın ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek iştirak nafakasının 250TL' den 1000TL'ye artırımı ile davacı lehine aylık 1.500TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, boşanma davasında davacının yoksulluk nafakası talebinin reddedildiğini, müşterek çocuğa nafaka dışında maddi katkıda bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde tarafların 2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile kadın yararına 300 TL yoksulluk nafakası verildiği, 2018 tarihinde kadının açtığı yoksulluk nafakası davasının kısmen kabul edildiği nafakanın 125 TL artırıldığı, bu kararın miktar itibari ile kesin olması nedeni ile kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve davacının halen davalıya 425,00 TL yoksulluk nafakası ödediği anlaşılmıştır. Davacının SGK kaydı incelendiğinde Haziran 2018 tarihinde işten çıkarıldığı, boşanma kararı verilip kadın yararına yoksulluk nafakası bağlandığı tarihte erkeğin sigortalı olarak çalıştığı anlaşılmakla, davacının ekonomik durumunda değişiklik meydana geldiği anlaşılmıştır. Davalı açısından ise nafakanın bağlandığı boşanma tarihindeki koşulların geçerli olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, yoksulluk halinin devam ettiği anlaşılmıştır....
Aile Mahkemesinin 2019/847 Esas ve 2020/67 Karar sayılı ilamı ile davacı Hanım Ece Çalışkan için hükmedilen aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 850,00 TL artırılarak aylık 1.200,00 TL'ye yükseltilmesine, her ay davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiştir. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; tarafların boşanma davasında aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası verildiğini, Yargıtay bozma ilamı ile nafakanın aylık 350,00 TL'ye düşürüldüğünü ve bu kararın 12.03.2021'de kesinleştiğini, yoksulluk nafakasının şartlarının gerçekleşmediğini ve dava açıldığı tarihte yoksulluk nafakasının daha kesinleşmediğini bu şekilde kesinleşmeyen nafaka için artış talep edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, nafaka artırım davasıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesi ile, tarafların boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalıya aylık 150 TL nafaka bağlandığını, ancak davalının ... lı olarak çalıştığını, davalının sigortalı olarak çalışması ve TMK 175 maddesi gereği yoksulluk nafakası koşullarının ortadan kalktığını belirterek müvekkili tarafından ödenen nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının emekli olup 1200 TL aylık gelirinin olduğu kirada oturduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artışa hükmedilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden ÜFE artış oranı üzerinde artırım yapılması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiş....
-2- Ancak, nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....yayınladığı ....oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya içeriğinden somut olayda; tarafların 28.12.2005 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları; davacı yararına aylık 2000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki artırım davasının 14.03.2012 tarihinde açıldığı, davacının çalışmadığı; davalının .... bulunduğu, geçen sürede tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmıştır....