Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, halihazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı olarak, hükmedilen nafakanın Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre takip eden yıllardaki artışının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekirken, mahkemece, bu husus gözardı edilerek nafakanın her yıl Tüketici Fiyat Endekslerinde meydana gelen artış oranında artırılmasına hükmedilmesi de doğru değildir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların, 18.07.2013 tarihinde, anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünün, 19.07.2013 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 24.07.2014 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, babasından 370 TL ölüm aylığı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, aylık 450 TL konut kredisi geri ödemesi bulunduğu; davalının ise memur olup, 2.250 TL maaş aldığı, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, 2001 model O.A. marka aracının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından aylık 750 TL yoksulluk nafakasının aylık 3250 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından nafakanın aylık 2000 TL sına yükseltilmesine hükmedilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Kabul edilen nafaka artırım miktarı yıllık 17.830,00 TL nin altında olduğundan ( 1250*12= 15.000 TL) karar davalı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Tarafların Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesinin 2018/285 Esas- 2019/538 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 15/10/2020 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERBAA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2014 NUMARASI : 2012/312-2014/350 Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, Erbaa Aile Mahkemesinin 2003/489 Esas, 2004/18 Karar sayılı ilamı ile aylık 130,00 TL. nafaka bağlandığı, daha sonra nafaka miktarının Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/107 Esas 2008/81 Karar sayılı ilamı ile aylık 230,00 TL. çıkartıldığını,hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, nafakanın aylık 500TL' ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüyle; aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; verilen hükme yönelik davacı vekilince nafaka talebinin başlangıç tarihi yönünden tavzih talebinde bulunulmuş; mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmiştir . Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur . Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece verilen hükümde, artırılan nafakanın geçerlilik tarihi belirtilmemiş ise de; nafaka ve nafakanın artırımı davalarında, mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'...
YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık nafaka miktarı değerlendirilir. Bu değerlendirme hüküm altına alınan her bir nafaka artırımı için ayrı ayrı yapılır. Somut olayda reddedilen nafakanın yıllık miktarı 500x12=6000 TL olup dolayısıyla bu rakam karar tarihindeki 8.000.TL'lik kesinlik sınırının altında olduğu için karar istinaf talebinde bulunan davalı yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir. HMK nun 346 maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352- (1)-b madde gereğince Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/230 ESAS 2021/671 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/274- 2005/42 E.K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile davacı lehine 100,00 TL. Tedbir nafakasına hükmedildiğini, nafaka kararının üzerinden 15 yılı gibi süre geçtiğini, davacının herhangi bir işte çalışmadığını, geçim sıkıntısı çektiğini, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, lüks bir hayat sürdüğünü, emekli maaşı olduğunu ve çok sayıda taşınmazının bulunduğunu, davacı lehine boşanma kararı ile hükmedilen 100,00 TL. Nafakanın 900,00 TL. Daha attırılarak 1.000,00 TL. Ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; nafaka miktarını istinaf etmiştir. Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; nafakanın artırılmasını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları, bu kararın tanındığı, davacı tarafından daha sonra açılan yoksulluk nafakası talepli dava sonucunda davacı lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, yoksulluk nafakası talepli davanın açıldığı 14.12.2010 tarihi ile bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı; davalının ise Finlandiya'nın Panelia şehrinde aylık 1.654,90 Euro gelirle çalıştığı, aynı şehirde bir evinin ve aracının olduğu anlaşılmaktadır....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı kadının işbu davası ile, velayeti kendisinde bulunan müşterek çocuk Erva Begüm lehine aylık 500 TL olarak bağlanmış bulunan iştirak nafakasının 500 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararı ile davanın reddine karar verildiği, artırılması talep edilen aylık 500 TL nafakanın bir yıllık miktarının 6.000 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2022 tarihi itibariyle miktar veya değeri 8.000 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, kesinlik sınırı altında kalan davacının istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....