Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş , bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafakanın takdir edildiği tarihten sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2014 NUMARASI : 2013/900-2014/229 Taraflar arasında görülen nafaka artırımı-nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50'şer TL bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 12.01.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından hükmedilen nafakaların artırılması talebinde bulunulmuştur. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın ayrı ayrı yıllık nafaka miktarı değerlendirilir ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 25/04/2012 tarih ve 2012/7371 esas 2012/10992 karar ve 12/01/2015 tarih 2014/13494 esas 2015/291 karar sayılı kararları ). Davacı 175 TL olan yoksulluk nafakasının 500 TL ye, 125 TL olan iştirak nafakasının 500 ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkeme yoksulluk nafakasını 350 TL çıkartmış, iştirak nafakasını ise 250 TL yükseltmiş olup reddolunan nafakalarının ayrı ayrı yıllık miktarı, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır ve mahkeme karar istinaf talebinde bulunan davacı yönünden HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. İlk Derece Mahkemesince asıl davada davacı-davalı için aylık 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 100,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL ye çıkartıldığı, bir yıllık nafaka artış miktarının 1.200,00 TL'ye tekabül ettiği, birleşen dosyada kaldırılması istenen nafakanın bir yıllık tutarının 4.800,00 TL'ye tekabül ettiği, dolayısıyla HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kararların kesin olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kalan davalı-davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2022 NUMARASI : 2022/103 ESAS-2022/487 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Denizli 3. Aile Mahkemesi'nin 2019/524 esas, 2019/507 karar sayılı 03/09/2019 tarihli kararı ile boşandıklarını, bu karar ile müşterek çocuklar Mehmet Batuhan ve Buğlem için ayrı ayrı 1.500'er TL toplam 3.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Müşterek çocuklardan Mehmet Batuhan Sabit'in lise ikinci sınıf öğrencisi olduğunu, Buğlem Sabit'in ise 8. Sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını, müşterek çocuklar için daha önce hükmedilen nafakaların yetersiz olduğunu, bu nedenlerle müşterek çocuklar için daha önce hükmedilen nafakaların her bir çocuk için 1.500'er TL arttırılarak toplam 6.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca; tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TL'ye yükseltilmesine, nafakaların her yıl yıllık Haziran ayı TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....