Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SONUÇ:Temyiz edilen kararın hüküm fıkrasından velayetin kaldırılmasına (nez'ine) ilişkin bölümlerin çıkartılmasına ve yerine " Türk Medeni Kanununun 183, 349 maddesi gereğince * 2001 doğumlu...'ın velayetinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine" sözlerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının temyiz edene geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 05.12.2006 (Salı) KARŞI OY YAZISI Davacı tarafından 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre velâyetin “yeniden düzenlenmesi” konusunda dava açıldığı ve dava konusu çocuğun bir “temsil kayyımı” tarafından temsil edilmeden karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?...

    SONUÇ:Temyiz edilen kararın hüküm fıkrasından velayetin kaldırılmasına (nez'ine) ilişkin bölümlerin çıkartılmasına ve yerine " Türk Medeni Kanununun 183, 349 maddesi gereğince * küçük Esra ve Barış'ın velayetinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine" sözlerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının temyiz edene geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 05.02.2007 (Pzt.) KARŞI OY YAZISI Davacı tarafından 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre velâyetin “yeniden düzenlenmesi” konusunda dava açıldığı ve dava konusu çocuğun bir “temsil kayyımı” tarafından temsil edilmeden karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?...

      O halde “velâyetin yeniden düzenlenmesi” davasında; -dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, -temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Hükmün bu gerekçe ile bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin dava reddedilmiş, ret kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı ... 06.10.2015 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün nafakanın azaltılması istemine ilişkin dava yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple hükmün nafaka davası yönünden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.01.2016 (Pzt.)...

          Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kanun gereği velayet annede olduğundan davacının velayetin değiştirilmesi yönündeki talebinde hukuki yarar bulunmadığını, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğini, çocuğa babayı kötülediğini, maddi karşılık karşısında baba ile çocuğu görüştürdüğünü, velayet görevini kötüye kullandığını, küçücük çocuğu sigara almaya gönderdiğini, ortak velayet düzenlenmesi gerektiğini, davacının amacının maddi menfaat elde etmek olduğunu belirterek davacının velayete ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine aksi kanaatte ortak velayet düzenlenmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, yaşı itibariyle verile nafaka yeterli olduğundan iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 197/son maddesi kapsamında bir önlem olarak, geçici velayet düzenlemesi yapılarak, velayetin davacı-karşı davalı kadına verilmesine yönelik istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsiz olmuş bozmayı gerektirmiştir. c-Davacı-karşı davalı kadın yanında bulunan çocuk yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesi için, kadının ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk 2012 doğumlu ..... yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddeleri gereğince uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 2000'er TL önlem nafakası talep edilmiş, mahkeme tarafından aylık 1500'er TL önlem nafakasına hükmedilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Reddedilen önlem nafakası miktarı ayrı ayrı yıllık 8000 TL nin altında olduğundan (500*12=6000) karar davacı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. HMK'nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. madde gereğince Bölge Adliye mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir....

            Somut olayda, tarafların boşanma davası sonucunda velayetin anneye verildiği ve müşterek çocuk için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, daha sonra 21.04.2015 tarihinde kesinleşen velayetin değiştirilmesi kararı ile velayetin babaya verildiği ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan Velayetin Değiştirilmesi Protokolünde ‘Baba ... anneye verdiği iştirak nafakasının kaldırılmasına ve çocuğun eğitim ve bakımı için anne ... herhangi bir nafaka ödemeyecektir.’ şeklinde düzenleme mevcuttur. İştirak nafakasında nafaka doğmadan feragat mümkün değildir. Kaldı ki, velayetin değiştirilmesi davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü bu nafaka velayet hakkı verilen davacı baba tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/210 ESAS 2020/602 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

              Aile Mahkemesinin 2019/49 Esas ve 2020/406 Karar sayılı ilamı ile de velayetin değiştirilerek babaya verildiği, kararın 15.04.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki davada; ilk derece mahkemesince “Gebze 1.Aile Mahkemesinin 2014/1016 Esas ve 2014/930 Karar sayılı ilamı ile velayetin zaten anneye verildiği, tarafların yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında davalı kadının gündelik işlerde çalıştığı, aldığı yetim maaşıyla hayatını idame ettirdiği, incelenen banka hesaplarında ve yapılan sorgulamalarda durumunda nafaka vermesini gerektirecek ölçüde bir değişikliğin bulunmadığı, anlaşmalı boşanma ilamında da davacının aylık 250,00 TL nafaka ödemesi şeklinde bir düzenleme bulunduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, velayetin bilahare değiştirilerek davacı babaya verildiği bu nedenle ilk derece mahkemesinin velayetin annede olduğuna dair gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu