Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu nedenle; Dosya içerisindeki nüfus kayıtları incelendiğinde; tapu maliki olan “... oğlu ... ...” adlı şahsın nüfusta kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir. Ancak davacının 1938 doğumlu ve 2005 yılında vefat eden ... oğlu ... ... adlı kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Bu şahsın taşınmazla bir ilgisi bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Bu nedenle ilgili şahsın mirasçıları dinlenmeli ve tüm şüpheler giderildikten sonra sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki isim tashihine ilişkin davada ... 2.Asliye Hukuk ve Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü; - K A R A R - Dava, isim tashihi istemine ilişkindir. ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesince, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilenin müteveffa ...'ın yerleşim yerinin Üsküdar ilçesinde olduğu gerekçesiyle, yetkisizlik kararı verilmiştir. Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının yerleşim yeri adresinin ......
Somut olayda davacı, evlendiği sırada yasal engel nedeniyle kızlık soyadını kullanamadığı, bu nedenle dava açtığını ve soyadının “...” olarak düzeltildiğini, daha sonra boşandığını, boşanma kararından sonra nüfus kaydına ikinci kez “...” soyadının işlendiğini ve halen nüfusta “... ” olarak kaydedildiğini belirterek isim hanesinde yer alan “...” soyadının çıkarılmasını talep etmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu niteliği itibariyle 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesinde düzenlenen ve çekişmesiz yargı işi mahiyetindeki haklı sebebe dayanan isim tashihi istemi ile ilgisi bulunmayan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Müşterek Çocuğun Adını Değiştirme İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacı ... ile eşi ...'in boşanmaları üzerine velayeti anneye verilen oğlu ...'ın adının ... olarak değiştirilmesi istenmiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Müdürlüğünün temyizi üzerine Dairemizce, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı doğrultusunda; “…Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir. Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murisinin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. İsminin düzeltilebilmesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 539 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında Bölüş olan soyadının Tarandir olarak yazıldığını, ayrıca murisin dedesinin isminin nüfusta ...olduğu halde kadastro tutanağına ... olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki isim ve soyadının nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıtları ile nüfus kayıtları arasında davacının iddia ettiği gibi bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
-KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-Davacıların tapuda isim tashihi davası açmak üzere aldıkları yetki belgesinin temini, 2-Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki ... Nüfus Müdürlüğünden bilgisayar kayıtlarının yanında gerekirse kütükler üzerinde de inceleme yapılarak tapu kaydının malikleri olarak görünen ... oğlu ..., ... kızı .... ve ... oğlu ... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının” sorulması, 3)... ve ... kızı ..., ... ve ... oğlu ... ile ... ve ... oğlu ...'in anne, baba ve kardeşlerini gösteren nüfus kayıtlarının temini ile evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,3.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, suça konu bonoları, katılanın da on yıl boyunca tanıdığı ismi ile “....” yazarak imzaladığı, sanık ifadesinde, düzenlenen bonolardaki imzanın kendisine ait olduğunu, kendisinin iki isimle tanındığını, çevresinde herkesin kendisini ....olarak çağırdığını, bu nedenle sahtecilik kastı olmadan senetlere ... ismini yazdığını, imzaları inkar etmediğini ifade ettiği, sanığın nüfusta kayıtlı isim dışında ... olarak tanındığının dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı, böylece olayda dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarının unsurlarının bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Bu olgu gözetildiğinde miras bırakanın nüfusta kayıtlı olmaması başlı başına irs ilişkisinin kurulamadığı sonucunu doğurmayacağından, davanın reddini gerektirmeyeceği kuşkusuzdur. Somut olayda davacı; miras bırakan ... kızı ...'un halası olduğunu ve bu kişinin nüfusta kaydının bulunmadığını, babası tarafından mirasçılık belgesinin alındığını, miras bırakana ait taşınmaz hissesi olduğunu belirtmiştir. Dava dosyasının incelemesinde miras bırakan ...'un mirasçılarını gösteren Edirne Sulh Mahkemesinin 1986/831 E., 1986/1186 K. sayılı mirasçılık belgesinin verildiği, eski dilden tercümesi yapılan 11.T.evvel 1340 tarihli iskan esas kayıt defterinde davacının dedesi ...,'nin kızı...'nın yazılı olduğu, yine Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/541 E., 1992/229 K. tapuda isim tashihi davasında miras bırakanın maliki olduğu taşınmaz yönünden soyadı olarak “Çükut” kelimesinin eklendiği görülmektedir....
Buna gore, bir kimsenin nüfusta yazılı adının ve soyadının değiştirilebilmesi için, haklı nedenlerin varlığının kanıtlanması gerekecektir. Temel ilke olarak bu koşulun gerçekleşmesi durumunda mahkemece adın ve soyadın değiştirilmesine karar verilecektir. Dosya kapsamında davacının Türk Vatandaşlığına geçmeden önce Nana adını kullandığı açıktır....