e ait nüfus kaydının iptali ve davacıların hanesinde nüfusa kayıtlı olan ... isimli çocuğun nüfus kaydının mükerrer kayıt nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Bu durumda, dava niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, hatalı aktarım ya da mükerrer kayıt suretiyle nüfus kayıtlarının hatalı olduğu iddiasına dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca, nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı ..., dava dilekçesinde; nüfus kaydında 28/02/1962 doğumlu ... adında çocuğunun göründüğünü, gerçekte olmayan, kayıt üzerinde olan 28/02/1962 doğumlu ...'ın kaydının silinmesine (iptaline) karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece; davacı ...'ın ölümü üzerine oğlu ... davacı sıfatı ile davayı takip etmiş, Şerife'nin diğer mirasçılarını davaya dahil ederek, iptali istenen 28/02/1962 doğumlu ...'ın nüfus kaydının resmi belgeye dayanarak kaydedildiği, doğum tutanağının, ... Devlet Hastanesi'nin 28/02/1962 tarihli ve 1375 sayılı yazısına göre düzenlendiği, iptali istenen kaydın resmi belgeye dayandığı ve aksinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ... temyizinde, aynı doğum tarihli Ayten adında kardeşinin yazıldığını, dolayısı ile mükerrer kayıt bulunduğunu bildirerek mükerrer kayıt olan ... kaydının iptali gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasını istemiştir. Kaydının iptali istenen ...'ın ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Yapılan yargılama neticesinde "Mükerrer kayıt olduğu iddia edilen Gülşenali Elik'in anne-baba adı dahil hiçbir nüfus kayıt bilgisinin uymadığı davacının babası T5'ın aynı kişi olup olmadığının tespiti için çeşitli kurum ve kuruluşlara yazılan müzekkerelere olumsuz cevap verilmesi, mükerrer kayıt olduğu iddia edilen Gülşenali Elik'in nüfus kayıtlarının iptali halinde miras hukuk etkilenecek kişilerin davaya dahil edilmesi için süreler verildiği halde dahili dava dilekçesi ibraz edilmemesi, görgüye dayalı olmayan sadece duyuma dayalı yetersiz tanık beyanları dışında kesin ve inandırıcı delil ibraz edilememesi nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Sübut Bulmayan Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....
Davacı vekili, davacı T1 annesi Muazzez'in 1995 tarihinde öldüğünü, anne ve babasının Mansur ve Huriye(Huri) olduğunu, nüfusa mükerrer kayıt edildiklerini, Huriye ve Mansur'un Yeşil soyadı ile nüfusa kayıtlı olduklarını ayrıca, farklı TC numarası ile Mansur ve Huri olarak nüfus kayıtlarının bulunduğunu, Mansur ve Huriye'nin (Huri) mükerrer kaydedildiklerini, davacının annesinin kardeşi Yusuf'un da ana adının yanlış yazıldığını beyanla mükerrer kaydın kapatılarak nüfus kaydının birleştirilmesine ve aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek hane 38 ve hane 27'de nüfusa kayıtlı Huriye Yeşil ile Huri'nin ve Mansur Yeşil ile Mansur'un aynı kişi olduklarının tespitine, 27 hanedeki kayıtların iptali ile her iki kayıt arasında bağ kurulmasına karar verildiği görülmüştür....
tarafından kendisinin ve eşinin çocuğuymuş gibi 1989 doğumlu olarak nüfusa tekrar kayıt ettirildiği, daha sonra mükerrer kayıt olduğunun anlaşılması üzerine 1989 doğumlu olarak nüfusa kaydettirilen ...'nın öldüğünün tescil ettirildiği bildirilerek, nüfus kayıtlarındaki ... ve ... oğlu ...'ya ilişkin mükerrer kaydın iptali istenmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca mükerrer kayıtlar söz konusu olduğunda kural olarak, sonradan tescil edilen kaydın iptali gerekir. İlgilinin evlenme gibi sosyal statüsündeki değişikliklerin ikinci kez oluşturulan nüfus kaydına işlenmiş olduğu durumlarda gerçek olan birinci kayıt korunup, yanlış olan ikinci kayıt iptal edilerek, buradaki değişiklikler gerçek olan birinci kayda taşınır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, mükerrer nüfus kaydı ... TC. kimlik numaralı ...'nın kaydının iptali ile düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I ... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.07.2014 tarih ve 2014/1 sayılı davanamesi ile ...'nın nüfus müdürlüğünce alınan ifadesinde, ... isminde sadece bir kardeşinin olduğu ve... isimli kardeşinin yaklaşık dört yıl önce vefat ettiği, evli ve çocuk sahibi olduğu, ilçe nüfus müdürlüğünün 28.05.2014 tarih ve 92 sayılı yazılarında...isminde birden fazla kayıt olduğu ve mükerrer kayıt oluştuğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine istinaden mükerrer olan kayıtlardan.. Bsn:4'teki .... 'nın nüfus kaydının mükerrer olduğunun anlaşılması sebebiyle kaydın iptal edilerek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuş, mahkemece dava reddedilmiştir....
in nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığı, gerçek olan kaydın ... ve Nazik'ten olma 13.04.1928 doğumlu ...'in nüfus kaydı olduğu, davacının kayden babası 1924 doğumlu Sefer'in nüfus kaydının mükerrer olduğu iddiasi ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dava, gerçeğe aykırı oluşturulan (mükerrer kayıt iddiası) nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup, kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Somut olayda mahkemece, sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, gerçek kayıt olduğu iddia edilen ... ve Nazik'ten olma 13.04.1928 doğumlu ... ile davacı ... arasında iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Somut olayda davacı vekili özetle; davacı müvekkilinin ... olarak ....ilçesi, ... de nüfusa kayıtlı bulunduğu halde yanlışlıkla .....olarak ... olarak yeniden kayıt altına alındığını, müvekkilinin mükerrer nüfus kaydından ötürü 27/06/2014 tarihli dilekçe ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden mükerrer nüfus kaydının iptalinin talep edildiğini, genel müdürlükçe verilen cevabi yazıda mahkemeden karar alınması gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle ... şeklindeki kaydın nüfus kaydının iptali ile nüfus kütüğünden terkinine, müvekkiline ait doğru kayıt olan ... şeklindeki kaydın devamına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından davacının iptalini istediği ... şeklindeki kaydın nüfus kaydında anne adının ..., Baba adının ... olup, doğum tarihinin 23.05.1967 olduğu ve nüfusa 11.07.1967 tarihinde tescil edildiği, ...'in nüfus kayıtlarından ise 11.06.1964 tarihinde evlenerek 11.06.1968 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır....
ın kaydının iptaline, nüfus işlemlerinin ...'in kayıtlarına aktarılmasına karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Mükerrer kayıt Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 100. Maddesinde, aynı ya da farklı dayanak belgeleri ile kişinin aile kütüklerine birden fazla kaydının yapılmış olması olarak tanımlanmış, ikinci fıkrada ise aile kütüklerine mükerrer olarak kayıt yapılmışsa, mükerrer kaydın iptal edilmesine karar verileceği belirtilmiştir. Dava, gerçek durumu göstermeyen hatalı mükerrer nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 7. maddesine göre, resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir....