Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Mükerrer Kaydın İptali) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı kurum temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda; davacı taraf, Sincan Tapu Müdürlüğü tarafından tapu kaydı üzerine mükerrer kayıt olduğu yönünde belirtme yapılması nedeniyle, mükerrerliğin giderilmesi yönünde dava açmak üzere kendisine yapılan bildirime dayanarak mükerrer kısmın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek mükerrerliğin giderilmesi istemiyle dava açmıştır. Kaldı ki, davacıya ait 217 ada 1 sayılı parselin, mera parseli ile çakışmalı-binmeli olduğundan tapu kaydındaki şerhin dayanağı bulunmaktadır. Kayıtlardan biri iptal edilmediği sürece mükerrer olan kaydın devri halinde Hazine’nin sorumlu olacağı muhtemeldir. Şerhin varlığında her iki tarafın hukuki menfaati vardır. Bu nedenle, mükerrer olan kaydın iptali gerçekleşmeden şerhin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde mükerrer kaydın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde; Edirne ... İlçesi ... Beldesinde 01.07.1921 doğumlu ... ... ve ... ... kızı olarak nüfusa kayıtlı olduğu halde ayrıca ...'nin ... ile yaptığı evlilik sonrası ... Köyü 33 hanedeki kütüğünde 01.07.1919 doğumlu olarak yine ... ve ... kızı ... olarak tescil edildiğini, bu kaydın geçerli kabul edilerek ... beldesi Hane 18 deki kaydının iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece davanın kabulü ile 1.7.1921 doğum tarihli ... ...'in kaydının iptaline, 1.7.1919 doğumlu ... ile 1.7.1921 doğumlu ... ...'in aynı şahıslar olduğunun tespitine karar verilmiştir....

      nın mirasçısı olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Somut olayda; davacı, dava konusu 4, 179 ve 340 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “... ...” şeklindeki kaydın “... ...”, “ ... oğlu ... ...” şeklindeki kaydın “... ... oğlu ... ...”, “ ... oğlu ... ...” şeklindeki kaydın “... ... oğlu ... ...”, “ ... oğlu ... ...” şeklindeki kaydın “... ... oğlu ... ...”, “ ... kızı ... ...” şeklindeki kaydın “... ... kızı ... ...”, “ ... kızı ... ...” şeklindeki kaydın “... ... kızı ... ... ”, “ ... kızı ... ...” şeklindeki kaydın “... ... kızı ... ...”, “ ... kızı ... ...” şeklindeki kaydın “... ... kızı ... ...”, “... kızı ... ...” şeklindeki kaydın “... ... kızı ... ...” olarak düzeltilmesini istemiştir....

        in nüfusuna geçtiği şeklinde kaydın düzeltilmesini istemiş mahkemece, davacının anne ve babasının Seyfullah ve ... olmadığının tespitine, iki nüfus kaydı arasında irtibat kurulmasına, Ayşe ...'in mükerrer olduğu anlaşılan kaydının iptaline, bu kişinin Hülya adı ile mevcut olan kaydın geçerliliğine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacı ... ...'in Yozgat İli Yerköy İlçesi, C:36, H:27'de Seyfullah ile Fatma'dan olma 01.01.1961 doğumlu, 08.04.1969 tescil tarihli olarak nüfusa kayıt edilmiş olduğu, aynı hanede Ayşe ... adında kişinin davacının kardeşi olarak gösterilip İbrahim ile Atike'den olma 01.01.1961 Yerköy doğumlu 07.01.1961 tescil tarihli olarak nüfusta kaydının bulunduğu, bu iki kaydın aynı kişiye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, gerçeğe aykırı olarak sonradan oluşturulan 08.04.1969 tescil tarihli Hülya ...'e ilişkin kaydın iptali de istenmediğine göre, mahkemece gerçeğe uygun olarak nüfusa kayıt edilmiş bulunan Ayşe ...'...

          Oysa; Davacı davada ölüm kaydının nüfusa işlenmesini değil, mükerrer kaydın iptalini istemekte olduğundan mahkemece davacının göstereceği kanıtlar toplanıp adı ve doğum tarihi aynı olan ... aynı kişi olup olmadığı öncelikle tespit edilip aynı kişi olduklarının saptanması durumunda mükerrer kaydın iptaline karar verilmesi gerekirken mahkemece yukarıda belirtilen konuda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın istem de yanlış nitelendirilerek davanın idari bir işleme ilişkin olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Konya 3.Asliye Hukuk ve Konya 2.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir. Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağının düzeltilmesine ilişkin olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 2.Aile Mahkemesi ise, davanın TMK'nun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağının kurulması ile ilgisi bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava dilekçesinin ve taraflara ait nüfus kaydının incelenmesi sonucu davacılar üzerine kayıtlı 01.06.2003 doğumlu ... ile davacı ...'in anne ve babası olan davalılar ... ile ... üzerine kayıtlı 05.05.2003 doğumlu ...'...

              Bu duruma göre bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada kayıtlardan hangisinin iptal edileceğine tarafların tercih ve istemine bakılmaksızın mahkemece karar verilmelidir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden T.C. Kimlik numaralı T9'na ilişkin nüfus kaydında bir hareket olmadığı tüm hareketlerin T.C. Kimlik numaralı T6 üzerinden yürüdüğü görülmektedir. Davacı tarafça miras hukuku nedeni ile miras haklarının etkilenmesi açısından T9 mirasçılarının davaya dahil edildiği görülmektedir. Toplanan delillerden ve alınan beyanlardan T9 annesi T9'nun T9 doğumu sırasında vefat ettiği anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden dahili davalı T6 (T9), İsmail Konakoğlu ve T9'nun kızıdır. T9 kaydının iptali durumunda hatalı nüfus kaydı devam edecektir....

              in nüfus kaydındaki doğum tarihi ile pasaportundaki ve kendisine verilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihlerinin farklı olması nedeniyle işlem yapmadıklarını, adı geçenin nüfus kütüğünde doğum tarihinin 18.07.1933 olmasına karşın, nüfus cüzdanındaki ve bu cüzdana göre almış olduğu pasaportundaki doğum tarihinin 08.07.1933 olduğunu, nüfus cüzdanındaki ve pasaportundaki 08.07.1933 doğumlu olarak kayıtlı kişi ile nüfus kaydında 18.07.1933 doğumlu olan şahsın (... ...'in) aynı kişi olduğunu tespit eden mahkeme kararı istediklerini, ileri sürerek 18.07.1933 doğumlu ... ... ile 08.07.1933 doğumlu olarak düzenlenen pasaport ve nüfus cüzdanındaki ... ...'...

                İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba olduğu iddia edilen ... ile ... üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu