Taşınmazların, kadastro tesbiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Tüm bu açıklamalardan da analaşılacağı üzere bu tür davalarda amaç tapu kaydında yazılı malike ait kimlik bilgilerinin nüfus kayıt bilgilerine uygun hale getirilmesidir. Hal böyle olunca nüfus kayıtlarında yazılı olmayan bir kimlik bilgisinin tapu kaydına yazılması suretiyle düzeltme yapılamaz. Miras bırakan, nüfus bilgilerine göre ... kızı ...'dur. (...) şeklinde bir isim veya soyisim kaydı nüfus bilgilerinde yoktur....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Dava konusu edilen bir kısım parsellerde kayıt maliki ... oğlu ... ile birlikte malik olarak bulunan ... oğlu ... ... ve ... kızı ...'ün, incelenen kadastro tespit tutanağına göre kayıt maliki ... oğlu ...'un baba ve kardeşi olduğu anlaşılmaktadır, oysa ... oğlu ...'in aile nüfus kayıt örneği incelendiğinde her nekadar babasının ismi ... olsa da kardeşleri olarak ... ve ... isimlerine rastlanılmaktadır. Diğer yandan kolluk araştırmasında ... oğlu ... isminde bir kişinin varlığına işaret edilmiş, yine tanıklar da taşınmazların bulunduğu mahalde ... soyisminde kişilerin bulunduğuna değinmişlerdir. Bu haliyle; kayıt maliki ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu yönündeki tüm tereddütlerin giderildiği söylenemez....
nin ise 1991 yılında vefat ettikleri, kayıtlarının kapalı olduğu kapalı kayıtlardaki kişilerin şahsi durumları hakkında başkaları tarafından kayıt düzeltim davaları açılamayacağı ve bu kayıtların hukuki işlemlere esas alınamayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacılar her ne kadar murisleri Kemal'in nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemişlerse de, çoğun içinde azın da bulunacağı ilkesi gözetildiğinde, düzeltme isteminin, tespit istemini de içerdiğinin kabulü gerekir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Ne var ki, baba adı eklemesine ve isim düzeltilmesine yönelik istem yönünden, mahkemece nüfus müdürlüğünden yapılması gereken araştırma yapılmamış olması ve yetersiz zabıta araştırması ile tanık beyanına dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, nüfus müdürlüğünden nüfus sicilinde tapu kayıt maliki “...” isimli bir kişinin kaydının mevcut olup olmadığını sormak, zabıtadan taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığını ve taşınmazı kim tarafından kullandığının araştırılmasını istemek, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapmak, açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulüne karar vermek olmalıdır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Kaydında düzeltme yapılması istenen 180 parsel sayılı taşınmaz senetsizden ve vergi kaydı bulunmaksızın zilyetlik nedeni ile “1310 doğumlu ...” adına tespit edilmiştir. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada tapu kayıt maliki “...’ya” ait nüfus kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Taşınmazın bulunduğu mahalde zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada kayıt maliki “...” ile davacı “... oğlu ...’nün” aynı kişi olduğu belirlenmiştir. Keşifte dinlenen tespit bilirkişi taşınmazın davacıya ait olduğunu söylemiştir. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ise davacının lakabının “...” olduğunu, ... ve ...’nın aynı kişiler olduğunu beyan etmiştir. Yapılan tüm araştırmalar sonucu dava kanıtlanmıştır. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....