Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde 1970 olan doğum yılının 1962 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde 5.6.1970 olan doğum tarihinin 5.6.1960 olarak düzeltilmesini istemiştir. Dosya içindeki nüfus kaydından davacının 05.06.1992 olan doğum tarihinin ......

    nin nüfus kütüğünde 18.04.2006 olan doğum tarihinin 01.06.2004, ...'nin nüfus kütüğünde 15.12.2006 olan doğum tarihinin 02.10.2005 olarak düzeltilmesini istemişler. Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek ...'nin doğum tarihi 02.10.2005, ...'nin 01.06.2004 olarak düzeltilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde müşterek çocukları ...'nın 01.06.2004, ...'nın ise 02.10.2005 tarihinde doğmuş olmalarına rağmen ...'nın 18.04.2006, ...'nın ise 15.12.2006 doğumlu olarak nüfus kütüklerine kayıt edildiklerini ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece ...'nin doğum tarihi 02.10.2005, ...'...

      in nüfus kütüğünde 1993 olan doğum yılının 1990 olarak düzeltilmesini istemişler, mahkemece davanın reddi yönünde karar verilmiş, verilen karar davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde kızı ...'nın nüfus kütüğünde 25.06.1993 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak kaydıyla 1990 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece ...'in nüfusa tesciline dayanak teşkil eden doğum tutanağında hastane doğumlu olduğunun yazılmış olması gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden özellikle yaşının düzeltilmesi istenen ...'e ait mernis doğum tutanağının incelenmesinden, adı geçenin doğumunun sağlık personelinin yardımı ile gerçekleştiği bildirilmiş olup, doğumun gerçekleştiği iddia edilen Ünye Devlet Hastanesi Baştabipliği'nin 22.02.2006 gün ve 109 sayılı yazısında ...'...

        Nüfus müdürlüğünden getirtilen aile nüfus kayıt tablosu ve ekindeki doğum tutanağı içeriğine göre, yaşının düzeltilmesi istenilen ... nüfus kütüğüne 25.04.2000 doğum tarihli olarak kaydedilmiş, ... Devlet Hastanesince ...'ın kemik grafileri de çekilmek suretiyle düzenlenen 24.02.2011 günlü sağlık kurulu raporunda adı geçenin kemik yaşının 18 yaşını tamamlamış olduğu tespit edilmiş, dinlenen tanıklar da 19-20 yaşlarında olduğunu bildirmişlerdir. Saptanan bu durum karşısında mahkemece Hülya Tarhan'ın nüfus kütüğünde 25.04.2000 olan doğum tarihinin sağlık kurulu raporu ve tanık beyanları dikkate alınarak ve diğer kardeşlerin doğum tarihleri ile de çelişki oluşturmayacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken sağlık kurulu raporu gözardı edilerek yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir....

            Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kayıt düzeltilmesi istenen ... oğlu ... ’ın doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacılara önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra hasıl olacak sunuca göre karar verilmesi gerekir. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır....

              Değerlendirme 1.Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2021/559 ESAS 2021/142 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İzmir 22....

                Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Bunun sonucu olarak nüfus kaydında anne görünen kişinin gerçek anne olmadığı tespit edilerek nüfus kaydının düzeltilmesi için açılan davalar da nüfus kayıt düzeltme davası niteliğindedir. Bu kapsamda nüfus kaydının düzeltilmesi davası açma hakkı genel olarak biyolojik anne olmadığı hâlde anne görünen kadına, gerçek anne olduğunu iddia eden kadına ve ana adının yanlış yazıldığını düşünen çocuğa bu kişiler ölmüş ise bunların mirasçılarına verilmiş bir haktır. Kayıtların düzenli tutulmasının kamu düzeni ile ilgili olması kayıtla ilgisi olmayan diğer kişilerin de bu davayı açabileceği anlamına gelmez. Hukukî yararın dava şartı olması açıkça bu sonucu gerektirmektedir....

                  Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....

                    UYAP Entegrasyonu