WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Borca İtiraz Yönünden Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca itiraz edilmesi halinde borcun ödendiğinin İİK'nın 169/a/1 hükmünde belirtilen belgelerle ispatlanması zorunludur. İİK’nın 169/a maddesi uyarınca ödeme belgesinde senedin vade, tanzim tarihi ve miktarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır (Yargıtay HGK 2018/12- 177 E, 2022/256 K). Dosya kapsamında takibe konu senedin konut satışı sebebiyle verildiği tarafların kabulündedir. Ayrıca davacı senede konu borcun 240.000 TL'sini tahsil ettiğini kabul etmiştir....

Davalılar ödeme emri tebliği gerçekleşmediği halde 20.3.2000 tarihinde icra dosyasına borca kısmi itiraz içeren itiraz dilekçesi koymuşlar ve daha sonra 3.10.2001 tarihinde davalılara ödeme emri tebliğinin yapılması üzerine 8.10.2001 tarihli borca itirazlarını bildiren itiraz dilekçesi davacı bankaya tebliğ edilmiştir. Davacı banka 8.10.2001 tarihli itiraz üzerine görülmekte olan iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiştir. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının borçlulara ödeme emri tebliği üzerine verilecek itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususlara yönelik olarak açılacağı düşünülmeden 20.3.2000 tarihinde verilen ve geçersiz olan itiraz dilekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davalı vekili, müvekkili şirketin icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek şirketin ikametgah adresini de gösterdiğini, dava dilekçesi ve kararın tebliğinin usulsüz olarak Tebliğat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapıldığını, taraf teşkili sağlanmadığını davaya ve karara 9.12.2005 tarihinde müttali olduklarını 12.12.2005 tarihinde hükmü temyiz ettiklerini, ancak 14.12.2005 tarihinde yaptıkları temyiz taleplerinin süresinde olmadığı gerekçesi ile mahkemece reddedildiğini belirterek 14.12.2005 tarihli temyiz isteminin reddi kararının ve hükmün temyizen bozulmasını istemiştir....

      Mahkemece şikayetçi borçlunun özel hukuk tüzel kişisi olduğu ve tebligatta yetkili temsilcinin bulunmama sebebi belirtilmeden doğrudan daimi çalışanına yapılan tebligatın Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddelerine aykırı bulunduğu belirtilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine, TTK.nun 1235 ve 1236 maddelerine dayanılarak zorunlu takip arkadaşı olması gereken gemi maliki hakkında takip yapılmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmiştir. Takip alacaklısı tarafından, geminin yakıt borcu nedeniyle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, şikayetçi borçlunun icra dairesinde verdiği itiraz dilekçesi ile 30.04.2012 tarihinde borca ve rehin hakkına itiraz ettiği görülmektedir. İİK.nun 65. maddesine göre gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için tebligatın usulüne uygun yapılmış olması koşulu arandığından somut olayda başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi mümkün değildir....

        İcra takibinde hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, yetkili ise borca yapılan itirazı değerlendirerek davayı sonuçlandırması, icra dairesi yetkili değilse bu takdirde sadece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmelidir. Çünkü icra dosyası yetkili icra dairesine gittiği zaman borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi ve buna itiraz edilmesi halinde iptal davası açılacak, itiraz edilmediği takdirde ise takip kesinleşecektir. Böyle olunca mahkemenin sadece icra dairesinin yetkisizliğine karar vermesi ve ortada yetkili bir icra dairesince yapılmış bir takip olmadığından kararın esasına ilişkin yada mahkemenin yetkisine dair bir karar oluşturulmamalı, bu konudaki dava şeklen reddedilmelidir (HGK.26.6.2002 ... 2002/10-553 E. 2002/550 K.)....

          Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/741 ESAS 2019/847 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2....

            itiraz nedeniyle itiraz edilen miktarın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5 ve 169. maddeleri kapsamında borca itiraz olup, icra mahkemesince aynı Kanun'un 169/a maddesine göre incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazından vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih, 1996/601-711 ve 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları). Somut olayda; borçlu borcun bir kısmını takip öncesinde ödediğini iddia ederek ödenen miktar kadar takibin iptali talebinde bulunduğu, alacaklının borçlunun borca itirazından sonraki bir tarihte itiraza konu alacak kısmından icra dosyasında feragat ettiği görülmektedir....

              Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir....

                UYAP Entegrasyonu