Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı, Borçlar Kanunu 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. Davalı ... ile davalı ... arasındaki dava konusu tasarruf, davacı ile davalı ...'un ... Asliye Hukuk mahkemesi'nin 2012/441 sayılı dosyası ile görülen boşanma davası sırasında meydana gelmiştir. Boşanma dava dosyası incelendiğinde de davalı ...'...

    Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu benzer üç adet olayla ilgili olarak:2020/26 Esas, 08/07/2020 karar sayılı kararında,2020/25 Esas, 08/07/2020 kararında ve 2020/47 Esas, 18/11/2020 sayılı kararında Dairemiz ile 3....

    İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulü doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan ve toplanacak taraf delilleri değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı tarafın dilekçe ve açıklamalarından İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin tasarrufun iptalini ve genel muvazaaya dayalı olarak TBK'nun 19. Maddesi uyarınca iptalini istemiştir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/23 ESAS, 2022/363 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı, TBK 19) KARAR : Tokat 1....

      HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 20/04/2022 tarih, 2022/ 894 Esas ve 2022/793 Karar sayılı kararı ile " ...İlk Derece Mahkemesince, kısa karar ve hüküm gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "Davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir. Ancak kararın gerekçesinde, harç yatırıldığı halde bu hususun gözden kaçırıldığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması açısından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği yazılarak hüküm fıkrasıyla kararın gerekçesi arasında çelişki yaratılmıştır. ..." gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve TBK'nın 19. Maddesinde belirtilen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....

      Dava, TBK. 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01/04/2021 tarih ve 2020/31 Esas, 2021/117 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....

      Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Usulün 76. maddesine nazaran bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara uyan maddeleri bulmak, uygulamak ve hukuki nitelendirmesini yapmanın hakimin doğrudan görevinden olmasına, davacının dilerse Borçlar Kanunu'nun 18. maddesine göre, dilerse İİK'nun 277 ve takip eden maddelerine göre muvazaa sebebiyle iptal davası açabileceğine, davalı borçlu aleyhine icra takibine de geçilmiş olması karşısında mahkemece davanın İİY'nın yukarıda sözü edilen maddelerine dayalı tasarrufun iptaline ilişkin olduğu yönündeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine, davacının koşullarının varlığı halinde umumi hükümler uyarınca muvazaaya dayalı tapunun iptali yolunda dava açabileceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0.90....

        Somut olayda, davacı bankanın kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağı için aleyhinde icra takipleri yaptığı davalı-borçlu T4, diğer davalı T5'e verdiği bonoya dayalı olarak davalı alacaklı tarafından yapılan haciz işlemine ilişkin tasarrufun muvazaa nedeni ile iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça tasarrufun iptali yönündeki talepleri ile birlikte haciz sırasına yönelik de talepte bulunulmuş ise de; borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılmasının İİK'nun 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olmadığı, davanın TBK'nın 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.(Yargıtay 4.H.D. 24/02/2021 T. 2020/1230 E. 2021/781 K.)...

        Somut olayda, taraflar arasında yapılan bağış işlemi davacının iddiasına göre İİK.nın 278. maddesi düzenlemesi kapsamında kalmaktadır. Yerel mahkemece de iddia bu şekilde değerlendirilerek taraflar arasındaki işlemin, İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali davası kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacıya cebr-i icra yetkisi tanınmasına yönelik karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki dava İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olay niteliği itibariyle TBK.nın 19.maddesinde düzenlenmesi bulunan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali niteliğinde değildir. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Somut olayda, 3. Hukuk Dairesinin görevine giren bu talep nedeniyle yerel mahkemece istinaf incelemesi için dosya 3. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. 3. Hukuk Dairesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmesi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu