WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara karşı davacı vekili, davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, dava dilekçesinde TBK 19. madde ve İİK 277. maddelerine dayanıldığını, muvazaa hukuksal nedenine (TBK m. 19) dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinin bir önemi bulunmadığını, davaya konu edilen muvazaalı işlem, borcun doğumundan önce veya sonra yapılmış olsa da butlan yaptırımına tabi olduğunu, muvazaa davalarında da borcun doğum tarihinin dikkate alınması gerektiği kabul edilecekse dahi huzurdaki dava bakımından borcun doğum tarihine ilişkin dava şartının gerçekleşmiş olduğunu, ticari borç ilişkilerinde borç ilişkisinin doğum tarihi olarak alacaklı ile ilk temas kurulan tarihin dikkate alınması gerektiğini, temlik eden banka ile davalı/borçlunun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ilk sözleşmenin 14.02.2013 tarihli olduğunu, dava konusu tasarruf tarihinin ise 22.04.2013 olup ilk kredi sözleşmesinin imza tarihi göz önüne alındığında tasarruf...

Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı, davalı ... aleyhine açılan ... 2....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1169 KARAR NO : 2022/650 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ADANA 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2020/180 ESAS, 2021/364 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK. 19. Maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesi uyarınca hem de İİK'nun 277 ve davamı maddeleri uyarınca davalılar arasındaki devir işleminin/tasarrufun iptale talebi olduğu belirtilmiş ise de dava dilekçesinin konu bölümünde davanın konusu "Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir....

    Dava, TBK. 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Foça Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/06/2020 tarih ve 2018/72 Esas, 2020/115 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....

      Mahkemece yapılan yargılamada,, davada BK'nun 19 madde kapsamında muvazaanın ispatlanmadığı, İİK'nu açısından tasarrufun iptalini gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Yerleşik yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere, muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

      Dava, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 6100 Sayılı HMK'nın 297/1- c maddesi hükümlerine göre mahkeme kararlarının asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerinin yanında mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özününü, mahkemeyi sonuca götüren gerçeklerin ne olduğu hususlarını içermesi zorunludur. Bundan dolayı mahkemece davanın hangi hukuksal nedene dayalı olarak ele alındığı da belirtilmek zorundadır. Zira bu niteleme sonucu hangi delilerin toplanması gerektiği, hangi ön şartların araştırılacağı ve hangi yargılama usulünün tatbik edileceği gibi hususlar aydınlığa kavuşacaktır. Bu kararlar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428....

      Dava, TBK'nun 19. maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09/06/2021 tarih ve 2020/378 Esas, 2021/237 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....

      Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili dava dilekçesinin sonuç kısmında İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptalini talep ettiğini belirtmiş, açıkça TBK 19. maddesine göre muvazaaya dayanmamıştır. Bu durumda, Mahkemece "..İcra takibine konu alacağın Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/856 E. 2013/484 K. sayılı ilamından kaynaklandığı, söz konusu ilama göre ise alacak 23.05.2005 tarihinde davalı T7 Çetinkaya'nın davacıların annesini öldürmesinden kaynaklanan manevi tazminat alacağı olduğu anlaşılmaktadır. İptali istenen tasarruf ise 27.10.1997 tarihinde yapılmıştır. Bu şekilde icra takibine konu borcun iptali istenen tasarruf tarihinden sonra doğduğu belirlenmiştir." gerekçesiyle ön koşul bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki; Yargıtay 4....

      Hukuk Dairesinin 2021/19277 Esas ve 2022/10757 Karar numaralı, 21/09/2022 tarihli kararıyla özetle; "Asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. (...) Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....

      UYAP Entegrasyonu