Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ticaret Mahkemesinin 2015/602 Esas sayılı dosyasından tazminat davası açıldığını, dava konusu 2073 parsel nolu taşınmazı mal kaçırma amacı ile 12.05.2015 tarihinde Davalı ...’e onun da 11.06.2015 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek yapılan şatışların BK’nun 19. maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava işci ve işveren arasındaki güven ilişkisi ile sadakat yükümlülüğüne aykırılık nedeni ile davalı işverenin zararına ilişkin olarak terditli açılmış tazminat ve tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın 5521 sayılı Yasa gereğince İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın reddi ile dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma günü olarak saptanan 17.12.2019 Salı günü saat 09.50 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan ... ’nın ......

      (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

        (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

          Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, muvazaalı olduğunu iddia ettiği takip konusu alacağın gerçek olmadığını, davalı ... böyle bir borç altına girmesini gerektirir bir durum olmadığını belirtmiş ve bu konuda tanık dinletmiştir. Davalılarda yasal süresi içinde tanık listesi bildirmiş olmalarına rağmen gerekçe gösterilmeksizin davalıların tanıkları dinlenmeden karar verilmiştir. Davacının tanıkları dinlemiş olduğuna göre karşı taraf davalılarında tanıklarının da dinlenmesi gerekir. Aksinin kabulü, hukuki dinlenilme hakkını (HMK. m. 27) ortadan kaldırır. Usul hükümlerinden yararlanmak bakımından davada taraflar eşit haklara sahiptir. Aynı imkanın davalıya tanınmaması "silahların eşitliği" ilkesine de aykırı olur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babasının davaya konu 4 parça taşınmazdaki paylarını ölünceye kadar bakım koşuluya davalı oğluna temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, bakım görevini yerine getirdiğini, temlikin muvazaalı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

              Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş olmasına ve davalı ...'in borçlunun teyzesinin oğlu olarak, davalı ...'in mal kaçırma amacını bilecek kişilerden olduğu gibi zabıta araştırmasına göre de alım gücünün olmadığının sabit bulunmasına göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Muvazaa nedenine dayalı, davalı borçlunun maaşını aldığı dava dışı kamu kurumu tarafından yapılan maaş haczi sırasına itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır....

                Aile Mahkemesinin 2014/830 esas sayılı dosyasında davacı lehine karar çıkması halinde mevcut olacağı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir Dava TBK’nın 19. maddesine dayalı muvazaalı takibin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir. İşlemin danışıklı olduğu kanıtlanırsa davacı, işleme konu edilen maldan alacağını almak için yararlanabilecektir. Davacının bu davadaki amacı, katılma alacağı davasındaki alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olduğunu ileri sürdüğü işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

                İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri gereğince, gerek İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse BK’nın 18. maddesine (TBK m.19) dayalı muvazaalı işlemin iptali davalarında, davanın görülebilmesi için iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olmasının gerekmesine ve bu koşulun somut olayda bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle...

                  UYAP Entegrasyonu