D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak davanın reddedildiğini, murisin tüm mal varlığını ömür boyu bakım için sözleşmeye konu etmesinin hukuki ve insani olmadığını, insan ömrü dikkate alındığında iptali istenen taşınmazların değeri ile yaşam boyu bakım sağlanabileceğini, yapılan işlemin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu, murisin Bağ-Kur emeklisi olup, eşinden de SGK'dan maaş aldığını, kimsenin maddi desteğine ihtiyacı olmadığını, bilirkişi raporunda hatalar bulunduğunu, murisin Alzheimer hastası iken hiç bir doktor raporu almadan işlem yaptığını, işlemin murisin gerçek iradesini yansıtmadığını, raporda gösterilen değerlerin düşük olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2019/937E 2020/5567K) İİK 277. maddesine dayalı açılan davalarda İİK 284. madde gereği tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekmekle TBK 19. maddeye dayalı açılan davalarda ise her hangi bir süre söz konusu değildir. Somut olayda ise mahkemece İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptaline karar verilmişse de davaya konu edilen tasarrufların tasarruf tarihi 28/01/2015 dava tarihi ise 26/11/2021 olup beş yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davacının İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı hukuki sebebin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ancak davacı TBK 19. maddesine de dayanmıştır....
olağan akışına aykırı olarak muvazaalı tasarruf işlemlerinde bulunduğu kuşkusuz olduğu, bu itibarla; alacaklı şirketten mal kaçırma kastı ile gerçekleştirilen muvazaalı devirlerin iptali gerektiği, arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince; davalı borçlunun devrettiği taşınmazlar ile ilgili, söz konusu devirlere ilişkin tasarrufların tapu tashihine mahal olmadan iptaline, söz konusu tasarruflara konu taşınmazların cebri icra yolu ile, İzmir 19....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava TBK 19. Maddesine göre muvazaa sebebi ile sözleşmenin ve trafik tescil iptali ve miras payı oranında tescil istemine ilişkindir.... 01.04.1974 tarihli, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur. Olay bu açıdan değerlendirildiğinde, dava konusu araçla ilgili temlikin anılan İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mütalaa edilmesine olanak yoktur. Bir başka deyişle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunulması mümkün değildir....
Dava; BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 1- Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekçe BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'ya göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri arasındadır. Öte yandan muvazaalı işlemin tesbiti aslında muvaazaya dayalı işlemin iptalini de kapsamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olup, davacının bu davayı açabilmesi için davalı ...'den bir alacağının olması gerektiği, davacının ... (...) 2.Aile Mahkemesi'nin 2010/839 Esas 2013/222 Karar sayılı dosyasından eşinden boşandığı ve lehine mali haklara hükmedilmediği kararın kesinleştiği, mal rejimi ile ilgili davanın açıldığına ilişkin bir iddia ve tesbitinde olmadığı, bu hali ile davalı ...'...
Aile Mahkemesi ise, açılan davanın davacının dayanağının muvazaalı işleme dayalı satışın iptali olup görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir. Dosyadaki bilgi, belgeler ve anlatımlara göre dava, katılma alacağına ilişkin olmayıp TBK 'nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaalı işlemin iptali iddiasına ilişkindir. O halde, uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ...'ın temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Öte yandan davacının davasının kabulüne karar verildiğine göre davanın başında peşin olarak yatırdığı harcında davalılardan alınara davacıya verilmesi gerekirken bu hususunda dikkate alınmaması isabetli olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Dava dilekçesinde, devirlerin muvazaalı yapıldığı iddiasıyla iptali talebinde bulunulmuş; davanın, münhasıran İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığına ilişkin herhangi bir anlatımda bulunulmamıştır. Davacı vekili gerek cevaba cevap dilekçesinde gerekse görevli mahkemede yapılan ilk celsede, davasının genel muvazaa nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davası olduğunu açıklamıştır. Bu beyanlarını istinaf dilekçesinde de tekrar etmiştir. Buna göre dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....