WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu açıklamalar ışığında dava niteliği itibariyle İİK'nın 277 vd. maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup BK'nın 18. maddesi anlamında muvaza temeline dayalıdır olayda taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle borcun varlığı ve miktarı tartışma konusu olmayıp muvaza yolu ile gerçekte borçlu olmadığı halde borçlu imiş gibi bir görünüş yaratılarak mahsuben taşınmazın devri işlemine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin babalarından kendilerine ... önemli bir mevkiinde fırın işletmelerinin kaldığını ve babası hayatta olduğu dönemden beri şirketin fiilen yüksek kar elde ettiğini bildiğini, buna ilişkin şirketin adı ... Limited Şirketi olduğunu, işlerin yürütülebilmesi için kardeşlerinin isteği üzerine, babalarının vefatından sonra abisi ...'...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereği muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali talebidir. Mahkemece ; davacının davasının kısmen kabulü ile; Fen-İş T4 T3 arasındaki dava konusu hisselerin devrine ilişkin 05/10/2012 tasarrufun Tunceli İcra Müdürlüğü'nün 2012/1040 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla TBK 19. madde gereğince muvazaa nedeniyle iptaline ve davacıya dava konusu hisseler üzerinde Ccebri icra yetkisi verilmesine, Fen-İş T4 davalı Cenk Ali YAŞAR'a devrine ilişkin bir tasarruf bulunmadığından bu husustaki talebin reddine, karar verildiği kararın davalılar T3 ve Fen-T4 ve Ticaret Ltd. Şti. vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/151 E....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı muvazaa sebebine dayalı tasarrufun iptaline dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 492 Sayılı Harçlar Yasasında değişiklik yapan ve 6.6.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5766 Sayılı Kanunun 11.maddesinin ( d ) bendi uyarınca Yargıtay temyiz başvurularında 123,60-TL temyiz başvuru harcı alınması gerektiğinden ve temyiz harcı ödenmedikçe temyiz incelemesi yapılamayacağından, temyiz harcı yatırıldığına ilişkin makbuzunun incelenmesinde, temyiz yoluna başvuru harcının ikmal edilmediği anlaşıldığından bu nedenle temyiz yoluna başvuru harcının ikmal edilerek Yargıtay temyiz başvuru harcı yatırılması için 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 434/3.maddesi gereği işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine...

      Mahkemece; karşı davanın harcının yatırılmadığı ve usulüne uygun açılmadığı, ayrıca muvazaa iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İİK 97/17.madde hükmüne göre herhangi bir süreye tabi olmadan açılan karşı davanın harcının yatırılmamış olması o davanın esasına girilmesine engel bir durumdur. Dava harcı yatırılmadan dava açılmış ise mahkemece harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilmeli, süreye uyulmaması halinde de davanın esasa girilmeden usulden reddi gereklidir. Somut olayda karşı dava harcı yatırılmadan açılmış mahkemece davacıya harcın ikmal edilmesi için süre verilmemiştir. Öncelikle mahkemece bu eksikliğin giderilmesi gerekirken bu yönde işlem yapılmaması usul ve yasaya aykırıdır. Tasarrufun iptali davasında taraf teşkili de sağlanmamıştır....

        K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil ve hacizlerin kaldırılması, birleştirilen dava muvazaa nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali mümkün olmazsa İİK'nın 278 vd. Maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, mahkemece satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davasının reddine, birleştirilen davada ise tasarrufun iptali konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, satış vaadi sözleşmesinin ise iptaline ve şerhin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından satış vaadi sözleşmesinin iptalinin doğru olmadığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

          Mahkemece asıl ve birleşen davanın hukuki nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise hem TBK m.19 hukuksal nedeni hem de İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali hukuksal nedeni değerlendirilerek karar verilmiştir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

            Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilecek olup, muvazaa iddialarında hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmaz. Bu, hükümsüzlüğün doğal bir sonucudur. Tasarrufun iptali davasında tasarrufun, borcun doğum tarihinden sonra yapılması dava açılabilmesinin sebeplerinden biriyken, muvazaa davalarında işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi yoktur. Nitekim, kesin hükümsüz sayılan bir işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi de bulunmamaktadır. Zira işlem, yapıldığı andan itibaren geçersiz sayılır. Davaya konu edilen muvazaalı işlem, borcun doğumundan önce veya sonra yapılmış olsa da butlan yaptırımına tabidir. Temlik eden kişinin yaptığı bir bağış ya da ivazsız tasarruf ancak gerçek iradeye uygun değilse iptal edilebilir. " belirlemesinde bulunmuştur. Bu durumda Anadolu 18....

            Dava, terditli olarak açılmış olup, öncelikle İİK'nın277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali olmadığı halde TBK'nun 19. Maddesine göre tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali talep edilmiştir. 23. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 24....

            Dairemizin 03.06.2021 tarih ve 2021/514 Esas, 2021/491 Karar sayılı kaldırma kararında; " ....TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın İİK 277 maddesi anlamında tasarrufun iptali davası gibi değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tasarrufun iptaline konu taşınmaz devrinin borcun doğumundan önce yapıldığı, borcun doğumundan yaklaşık 2 yıl önce yapılan tasarrufun 2 yıl sonra doğan borç için muvazaa oluşturmayacağı, hal böyle iken davacının, davalılar aleyhine muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı anlaşıldığından, hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. II. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinafı: 5....

            UYAP Entegrasyonu