Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp B.K.nun 18. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olmakla hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dava dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 4.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

      İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava TBK'nun 19. Maddesi ve İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin iptaline yönelik tasarrufun iptali isteminden ibarettir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olsun gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olsun dava ön koşulu iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiği, somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gibi tasarrufun iptali davası için İİK'nun 280.madddesindeki 5 yıllık sürenin de geçmiş olduğu, BK'nun 19.maddesi için ise ön koşul olmadığı gibi davanın esasına girildiği ve davalıların muvazaalı işlem yaptıklarının ispatlanmamış bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, İcra İflas Kanunu'nun 277 vd maddelerine ve Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili ve ihtiyati hacze itirazın reddi kararını davalı T23 vekili istinaf etmiştir. Dava dilekçesi içeriği, aşamalardaki davacı vekilinin beyanlarına göre davanın niteliğinin, TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....

        Hırdavat Tic.Ltd.Şti. ile davalı ... vekili, tarafları ve konusu aynı olan mahkemenin 2010/291 Esas 2010/219 Karar sayılı dosyasından yetkisizlik kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini bu durumda kesin hüküm bulunduğundan bu davanın reddi gerektiğini, ikametgah ve taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla Sarayönü Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetki itirazı nedeniyle reddi gerektiğini, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışların muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, derdestlik nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, HMK'nun 104/1-1 maddesi gereğince davanın derdestlik itirazı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

          Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için: a) Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, b) Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, c) İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, d) Borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

          277 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğuna işaret edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu