Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T7 vekili dilekçesinde özetle; davacının elinde aciz belgesi olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, taraflar arasındaki tasarrufun gerçek bir satış işlemi olduğunu, ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini beyanla mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları, İİK ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda kıyasen İİK'nın 281/2 maddesi uygulanır....
Davalı T5 vekilinin istinaf nedenleri ise; ilk derece mahkemesince verilen kararda, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali davası olduğu ve somut olayda tasarrufun iptali şartlarının vuku bulduğu açıklandıktan sonra TBK'nun 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı iptal davasına göre hüküm kurulmuş olmasının çelişkili bulunduğu, zira TBK'nun 19.maddesi kapsamında açılan bir davada İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerinin değerlendirilemeyeceği, somut olayda davanın TBK'nun 19.maddesine dayanılarak açıldığının sabit bulunduğu, bu durumda inceleme ve değerlendirmenin sadece bu kapsamda yapılması gerektiği, ayrıca kabule göre de İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2015/190 sayılı dosyasındaki takibin kesinleşmediği, usulsüz tebligat nedeniyle İstanbul 18....
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesindeki açıklamalardan; davacı vekili, davalılar arasında mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak satış yapıldığını iddia ederek, hem TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle yapılan satış işlemlerinin iptalini, hem de İİK'nın 277. maddesi gereğince, yapılan tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. 9. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz. Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından hak düşürücü süre eldeki davada uygulanamaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2022 NUMARASI : 2022/601 ESAS, 2022/666 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı) KARAR : Turhal 2....
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki alacaklıya zarar vermeye yönelik muvazaalı işlemler olarak yapılan bir niteleme ile hem BK 19’a göre geçersizliğin tespiti davası hem de İİK m. 277 dayalı tasarrufun iptali davası açılamaz. Burada maddi hukukun tanıdığı talep hakkı (muvazaa nedeniyle hükümsüzlük) ile takip hukukunun sağladığı talep hakkının (tasarruf iptali) yarışması (hakların yarışması) söz konusu değildir. Çünkü borçlu ile üçüncü kişi arasındaki hukuki fiil geçerli ise muvazaa davası açılamaz. Tersi durumda da iptal dava açılamaz. Dolayısı ile her iki davanın açılabilme konuları (koşul vakıaları) birbirinden farklıdır. Bu davalar iki ayrı hak arama yolunu düzenleyen bir birinden ayrık hükümlere dayanmaktadır (Erdönmez s.28). O hâlde açılan davanın TBK 19 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası mı yoksa İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı olduğunun mahkemece açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/44 ESAS, 2020/55 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı Rumeysa vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak davalılar arasında başlatılan Mersin 3. İcra Dairesi'nin 2019/5270 Esas sayılı dosyası nedeniyle tasarrufun iptali talebinde bulunularak Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2019/52701 Esas sayılı icra dosyasında T5 maaşının üzerindeki haczin iptaline, müvekkili bankaya dava konusu icra takibine ve maaş haczine ilişkin her türlü hak ve alacak üzeerinde Mersin 8....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davanın niteliği itibariyle İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olup bu tür davalarda dava ön şartı olan kesin aciz vesikası veya aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağının ibraz edilmemiş olmasına, davacı tarafın muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak BK. 19. maddesi uyarınca her zaman iptal davası açabileceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 19. maddesi kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılmasına rağmen ilk derece mahkemesince İİK.'nun 276. maddesi kapsamındaki tasarrufun iptali davası olarak nitelendirildiği, kararın eksik inceleme ile verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İİK.'nun 277 vd. maddelerinin kıyasen uygulanması gerektiği, aciz belgesi sunulmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, TBK.'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/35977 Esas sayılı takibinin devir tarihinden 7 ay sonra 15.10.2019 tarihinde başlatılmış olduğunu, takip talebi içeriğine göre aynı zamanda takip konusu alacağın da tasarruf tarihinden sonra doğduğunun anlaşıldığını, davacının iddia ettiği muvazaa olgusunun tespiti için iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılması gerektiğini, zira tasarruf tarihinde ortada mevcut bir borç ilişkisi bulunmadığından alacaklıdan mal kaçırmak kastı ile danışıklı bir devir yapıldığından söz etmek imkânının da bulunmadığını, bu haliyle tasarrufun iptali talebine konu devrin borcun doğumundan önce yapılması yönüyle somut uyuşmazlıkta tasarrufun iptalinin ön koşulları gerçekleşmediğinden huzurdaki davanın dava ön şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davacı tarafın huzurdaki davasını TBK.m.19 gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak...