HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davacı, muvazaa nedeniyle tasarrufa konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile borçlu adına tescilini olmadığı takdirde alacağa hükmedilmesini talep etmiş ayrıca tasarrufa konu taşınmazın kaydı üzerine tedbir konulması veya davalı olduğuna dair şerh konulmasını istemiştir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir....
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık TBK 19. maddesi (BK 18 md) gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı ........ Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre davacı; TBK.' nun 19.maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, tasarrufun iptali (TBK. 19. Madde ) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekili tarafından müvekkilinin davalılardan Ali'den Kredi Kartı Sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalı Ali'nin alacağını bertaraf etmek amacıyla muvazaalı olarak dava konusu taşınmazdaki 3/16 hissesini davalıya devrettiğini ileri sürerek TBK'nın 19. maddesi kapsamında tasarrufun iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddesi uyarınca açılmış olduğu değerlendirmesinde bulunulduğunu, halbuki davanın Türk Borçlar Kanunu 19. maddesinde tanımlanan muvazaa davası olduğunu, esasen ortada bir muvazaa bulunduğunun ispatlandığını, bu konuda açtıkları diğer bir davanın kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bursa 2....
Ancak davacının aynı zamanda TBK 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlemin iptali talebi olup bu yönden Mahkemece bir değerlendirme yapılmamıştır. Somut olayda davacının dava dilekçesinde İİK hükümleri ile birlikte TBK m.19 göre tasarrufun iptalini talep ettiği, takibin ilamsız icra takibi olduğu, davalı borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafından dosyaya itirazın iptali davası açıldığı yönünde bilgi verilmediği, ayrıca davacı alacaklının elinde geçici ya da kesin aciz vesikasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. . Mahkemece öncelikle dava ön koşulları incelenerek, itirazın iptali davası açılmış ise bunun sonucunun, davacı başka bir alacak davası açmış ise bunun sonucunun beklenmesi ile ve sonucuna göre, TBK 19. Madde de değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Gerek yerel mahkeme gerekse Dairemizin bozma ilamında hukuki nitelendirmenin hatalı yapıldığı (iptali istenen tasarruf 19.11.2003 tarihinde yapılmış olup eldeki dava İİK'nun 284 maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek 15.8.2011 tarihinde açılmıştır.); dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.Yüzelsel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir.İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar.Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı...
görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir,..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Davacı ...' un dava dilekçesi incelendiğinde, davacı tarafın davayı muvazaa nedenine dayalı icra takibi ile takibe konu alacak borç ilişkisinin muvazaalı olduğu, davalılar arasında alacak-borç ilişkisinin bulunmadığının tespiti ile aralarındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.Davacının, muvazaalı olduğunu iddia ettiği davalılar arasında düzenlenen senetlerde imzasının bulunmadığı, eldeki dava da, TBK'nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olmadığı, talebin taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitine yönelik olduğu, muvazaalı olduğu iddia olunan Bakırköy ......
Maddelerine göre icra dosyasındaki bedel mukabilinde satış yetkisi verilmesini, aksi halde TBK. 19 maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalılar davanın reddini savunmuş, Mahkemece, icra takibi kesinleşmediğinden İİK. 277 v.d maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğinin reddine, borcun doğumu tasarruftan sonra olduğu gerekçesiyle de TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali isteğinin reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....