Dava TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
İster İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olsun ister BK'nun 18.maddesine gereğince açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal davası olsun her iki dava türünde de davacının bu davayı açabilmesi için davacının tasurrufu veya işlemi gerçekleştiren şahıstan alacaklı olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı ve davalı ... boşanmış ancak boşanma sonrasında davacı lehine hükledilmiş mali hakların olmadığı görüldüğü gibi evlilik birliği içinde edinilen malların tasfiyesi yönünde açılmış bir davanın bulunduğu da iddia ve ispat edilmediği dolayısı ile davacının davalı ...'...
Bu ifadeler bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayanıldığı açık bir biçimde görülmektedir. Diğer taraftan davacı vekilince yargılama aşamasında verilen 10.04.2012 tarihli dilekçede ve özellikle 26.04.2013 tarihli celsede açıkça “…taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğine…” dair beyanda bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davada çok açık bir biçimde, muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır. Kaldı ki davalı taraf da davanın “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayalı olduğu şeklinde yorumlamış ve cevap dilekçesinde muvazaanın olmadığı, murisin vefatından on yıl sonra muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılamayacağına dair savunma yapmıştır....
ye sattığının öğrenildiğini, bu satış işleminin kötü niyetle ve alacaklıya zarar vermek için yapıldığını, 31.01.2013 tarihli haciz zaptında borçluya ait 9 nolu bağımsız bölümün halen borçlu şirket tarafından depo olarak kullanıldığının görüldüğünü, davalılar arasında yapılan 31.12.2012 tarihli dava konusu taşınmazın satış ve devir işleminin iptali ile icra dosyasında haciz ve satış yetkisinin tanınmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ...Tarım yetkilisi, davaya dayanak olan icra dosyasında borçlular hakkında alınmış bir aciz vesikası olmadığını, icra dosyasındaki borcu kabul etmediklerini, borçlarının daha az olduğunu, yapılan işlemin gerçek bir satış işlemi olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Tarım yetkilisi duruşma sırasında, davayı kabul etmediğini, dava konusu taşınmazı parasını ödeyerek satın aldığını, her iki şirketin de tarım alanında faaliyet gösterdiğini beyan etmiştir....
Somut uyuşmazlık incelendiğinde; davacı vekilince, davalı borçlu şirket ile diğer davalı T3 arasında yapılan Gaziantep 4.Noterliğinin 29/06/2016 tarih 25164 yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesinin BK.19.maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptalinin talep edildiği, dava dilekçesinde dava değerinin tasarruf miktarı olan 712.713,56- TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, ancak davacı vekilince 14/12/2019 tarihli celsede "İcra iflas kanunun 277. maddesi ve devamına göre olmadığı takdirde borçlar kanunu 19. Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptalini talep ettikleri, davalı T3'na Natura tarafından alacağın temlikinden sonra ödenen 658.672,00 TL ye ilişkin olarak Gaziantep icra müdürlüğü 2016/138669 E....
Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen ara kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/11/2019 tarih, 2017/5713 E. ve 2019/11080 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın aleyhine açılan tazminat davası sonucu hükmedilmesi muhtemel tazminat alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 21.12.2009 tarihinde eşi davalı ...'a, onun da 12.2.2010 tarihinde davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptali ile İİK'nun 283/1 maddenin kıyasen uygulanmasını talep etmiştir. Davalı borçlu ... vekili, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, müvekkili cezaevinde olduğundan ihtiyaçları ve borçları için anılan taşınmazın emlakçı aracılığıyla davalı ...'ya 200.000 TL bedelle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
nun277.vd.maddeleri hükümlerine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Hüküm taraflarca, tasarrufun iptaline ilişkin asıl dava bakımından temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı ... vekili; davacı ile davalının aralarında herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını, davacının alacağından sorumlu olmadığını, satışın gerçek olduğunu muvazaa bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davacının tespit davası açmaktaki amacını açıklamadığı gibi dava konusu taşınmazın satışının davacının iş akdinin feshinden önce gerçekleştiğinden hukuki yararı tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır....