"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; Mahkemece davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş ise de verilen kararın dosya içeriğine uygun düşmediği, bir davada taraflarca öne sürülen maddi olayların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak 6100 sayılı HMK.nun 33. maddesi gereğince hakimin doğrudan görevi olduğu, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde belirtilen tasarrufun iptali davası; borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin, tasarruftan zarar...
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasının yapılan yargılaması sonunda, yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı ... vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın temyizi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; davalı ...’tan alacaklı olduğunu, davalı borçlunun borcunu ödememek gaysi ile adına kayıtlı gayrımenkulleri davalı babası ...’a devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline İİK 283 maddesinin kıyasen uygulanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8....
Maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin olduğunu açıklamıştır. Böylece tüm dosya içeriğinden davacının davasını özellikle BK.nun 18.maddesine dayalı olarak açtığı ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı iptal istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekirken yazılı olduğu üzere yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı ile borçlu arasındaki ilamın ve dolayısıyla alacağın kesinleşmiş olmasına, TBK'nun 19 maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında icra takibi ve aciz belgesi bulunma zorunluluğu olmamasına, davalıların baba-kız olması nedeniyle dava konusu tasarrufun iptale tabi bulunmasına göre davalılar ... ve ...'nun yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 384,23 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan alınmasına 4.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın iyiniyet iddiasının kabul edilemeyeceği, davacı tarafından muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu davalılar arasındaki 7.5.1999 tarihli devir temlik protokolü şeklindeki tasarrufun davacının kesinleşen ...İcra Müdürlüğünün 1999/7806 ve 1999/7807 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptali ile davacıya cebri icra yetkisi tanımasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK'nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafından muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir....
Açıklanan somut olaylara göre dava muvazaa nedenine dayalı tapu iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali biçiminde tavsif edilmesini kabul etmek mümkün değildir. Bu durumda temyiz incelemesini yapmak Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 31.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Takip konusu alacağın 6183 Sayılı AATUHK gereğince amme alacağı olduğu gözönünde bulundurularak, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun...
Mahkemece, dava konusu olayda borcun doğumundan önce tasarrufun yapıldığı ve dosyaya aciz vesikasının sunulmaması sebebi ile tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. . Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Dahili davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan ve davalılar arasında yapılan bağış işleminin iptali istemine ilişkin olduğunu, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığını, tasarrufun iptali davası ile ancak bir alacağın tahsili için bir taşınmaza ihtiyati haciz şerhi işlenmesinin talep edilebileceğini, tasarrufun iptali davası ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescilinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davanın bu haliyle ihtiyati tedbir için aranan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiş, karar dahili davalı T4 vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava, niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarruf! işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak, muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler (olayımızda davacı) tek taraflı ve çok taraflı hukuki işlemlerinin geçersizliğini ileri sürebilirler, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3. kişinin zararlandırılması, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir....