"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL,TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptal-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.11.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile diğer temyiz edenler vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Tescil talebinde bulunulmamıştır....
ın 156 ada, 3 parsel sayılı taşınmazı 25/10/1995 tarihinde oğlu Mevlüt Uysal'a temlik ettiğini muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptal ve tescil davasının kabulle sonuçlanıp kararın 26/11/2009 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden dokuz gün sonra taşınmazın davalıya devredildiğini, davalının durumu bildiğini, satış bedeli olarak gösterilen değerle gerçek değer arasında aşırı bir fark bulunduğunu ileri sürüp 156 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 3/16 payının tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, 156 ada 3 parsel sayılı taşınmazı iyiniyetli olarak rayiç bedel üzerinden satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Mevlüt Uysal'ın taşınmazı satmasını gerektirecek bir ekonomik zorluk içerisinde olmadığı, taşınmazı sattığı halde kullanmaya devam ettiği, davacının davasında haklı olduğu gerekçesi ile Davanın Kabulüne karar verilmiştir....
Somut olaya gelince; mahkemece, 818 Sayılı Eski Borçlar Kanununa göre, bir işlemin muvazaalı olarak yapıldığının kabulü için görünürde bir işlemin olması, taraflar arasında muvazaa anlaşması olması, gizli bir işlemin olması ve aldatma kastının olması gerektiği, tarafların muvazaa iddiasını yazılı şekilde ispat etmesi gerekirken üçüncü kişilerin her türlü delil ile muvazaa işlemini ispat edebileceği dosya kapsamından dinlenen tanık beyanları getirtilen belgeler değerlendirildiğinde taraflar arasında yapılan işlemin muvazaalı şekilde yapıldığını davacı tarafın ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil kararı verilmesi isteğinde bulundukları dikkate alınarak, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme...
Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda yerel mahkemece davanın iptal tescil isteği yönünden reddine, tenkis isteği yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Dava, Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi (Türk Borçlar Kanunu’nun 19.) kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil istemine ilişkindir. Muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabilir. Muvazaa daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır. Gerek öğretide ve gerekse uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olarak ikiye ayrılmaktadır: Mutlak muvazaada taraflar herhangi bir hukuki işlem yapmayı istemezler, yalnız görünüşte bir hukuki işlem için gerekli irade açıklamasında bulunurlar; nispi muvazaada ise taraflar gerçekten belli bir hukuki işlem yapmak isterler, ancak onu saklamak amacıyla, bir başka hukuki işlemin kurulduğu görüşünü yaratmak üzere irade açıklamasında bulunurlar....
Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, yapılan temliğin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine....
Davalılar, muvazaa iddiasının doğru olmadığını, murisin ölene kadar akıl sağlığının yerinde olduğunu ve bakım borcunu yerine getirdiklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava dilekçesinde açıkça; çekişmeye konu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun yanı sıra ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayanıldığı açıktır. Mahkemece, muvazaa iddiası yönünden inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiştir. Ne var ki; ileri sürülen ehliyetsizlik iddiası yönünden yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. ......
Asliye Ticaret Mahkemesi ise davaya konu olay niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarrufi işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak, muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler (olayımızda davacı) tek taraflı ve çok taraflı hukukî işlemlerinin geçersizliğini ileri sürebilirler, danışıklı olan bir hukukî işlem ile 3. kişinin zararlandırılması, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir....