Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muvazaa İddiasına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Dava taraf muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın Yargıtay (4.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Mahkemenin sıra cetvelinin ortadan kalkmış olmasına ilişkin tespiti doğru ise de, bu aşamada sıra cetveline itiraza ilişkin istem açısından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulduğu ve davacının alacağının iptal edilen sıra cetvelinde kayıtlı bulunmadığı gözetilerek davacının sıfatının bulunmadığı bir sıra cetvelinde muvazaa iddiasını ileri süremeyeceği, iptal edilen ve yeniden tanzim edilecek sıra cetvelinde oluşacak duruma göre alacaklı sıfatıyla yer alması durumunda bu taleplerinin ileri sürülebileceği dikkate alınmadan, mevcut durum itibariyle davacının muvazaa iddiasına ilişkin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından red kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davacının muvazaa iddiasına ilişkin işin esasına girilip red kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi de, aile konutu olduğu yönünde bir iddia olmadığı gibi, eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan dava olmadığı, muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğundan görevli ve yetkili mahkemenin Urla Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından,davacı ... Sevim ile davalı ... arasında boşanma davasının derdest olduğu,taşınmazın aile konutu olmadığı, aile konutu olduğuna yönelik bir iddianın söz konusu olmadığı gibi mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan veya katkı payına yönelik bir talepte bulunulmadığı, taşınmazların da Urla İlçesinin Yelaltı mahallesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlığın,HUMK.’nun 13.maddesi uyarıncada gayrimenkulün bulunduğu mahal mahkemesi olan Urla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp,sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'...

        Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklı üzerindedir. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, davalı alacaklının borçlu ile arasındaki alt ilişkiyi belgelendirmesi, satış tutarları ve prim oranları konusundaki delillerinin ibrazı sağlanarak, gerekirse davalı borçlunun buna ilişkin ticari kayıtlarının da incelenmesi, davalı yanın takibine dayanak kıldığı bononun keşide ve vade tarihi itibariyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 299. maddesi çerçevesinde değerlendirmesi ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

          dayalı bir dava bulunmamakta, bir bedel ödenmediği iddiası ise sözleşmenin bağış sözleşmesi olduğu ve bunun da muvazaa davasına dayanak yapıldığı anlaşılmakta, her iki iddia içeriğine göre davalar arasında birlikte görülmesini gerektirecek bir irtibatta bulunmamaktadır....

            İş Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli 2013/284 esas ve 2014/316 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında Kırıkkale İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

              İş Mahkemesi'nin 08.07.2014 tarihli 2013/288 esas ve 2014/319 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında Kırıkkale İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

                İş Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli 2013/289 esas ve 2014/320 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında Kırıkkale İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

                  İş Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli 2013/278 esas ve 2014/310 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

                    İş Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli 2013/282 esas ve 2014/314 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında Kırıkkale İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu