Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil ile üçüncü kişilere devredilen taşınmazlar yönünden tazminat isteklerine ilişkin olup, mahkemece, dava konusu 1453 sayılı parsel yönünden davacıların miras payları oranında iptal ve tescile, dava konusu 1677 sayılı parsel yönünden davacıların miras paylarına karşılık 13.777,77’şer TL’nin, dava konusu 35 sayılı parsel yönünden davacıların miras paylarına karşılık 8.391,51’şer TL’nin davalılar ...ve ...’dan tahsiline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvuruları 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK.'...

    satışların iptal edilmesini ve bu dönemde müvekkillerin alması gereken tüm miras payını talep ettiklerini, muris T10 ten 1989 yılında oğlu T6 e devredilen ilk satış tarihinden başlamak üzere gelip, sonradan kazanılan taşınmazlarda dahil olmak üzere davalılar tarafından satıldığı tespit edilecek taşınmazların müvekkillere düşecek miras payı oranında değerinin ödenmek üzere fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 5.000 TL tazminata karar verilmesini, taşınmazların tapu kayıtları üzerine 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi açısından dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Somut olayda davacı, muris...’un ara malik ... üzerinden davalıya yaptığı temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil davası açmıştır. O hâlde, dava konusunun mirasbırakan tarafından ara malik aracılığıyla davalıya devredilen pay olduğu açıktır. Ne var ki, mahkemece mirasbırakan tarafından dava dışı ...’e, ...’ten ...’ye ve...’den de davalı ...’e devredilen 250/2113 payı da kapsayacak şekilde iptal ve tescile karar verilmesi isabetsizdir. Hâl böyle olunca, mirasbırakan tarafından ara malik .. üzerinden davalıya devredilen 1863/2113 pay yönünden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken dava edilmeyen pay yönünden de karar verilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenle yerindedir....

      Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal-tescil talepli davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların payına isabet eden değerdir. Somut olayda, çekişme konusu 332 ada 27 ve 304 ada 2 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri toplam 502.955,00- TL olup, pay oranında iptal-tescil isteyen ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılardan ... ve ...'un miras paylarına (13/160) ayrı ayrı isabet eden 40.865,00 TL ile davacı ...'un miras payına (6/160) isabet eden 18.860,80 TL'nin 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00-TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği açıktır....

        Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil ile terditli bedelin tazmini isteminden ibarettir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.4.1990 gün ve 1990/1- 152- 1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Öncelikle taraf teşkilinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulacaktır. Yukarıda belirtildiği üzere davacılar eldeki davayı miras paylarına hasren açmışlardır. Bilindiği üzere, terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında 3....

        Davacının kendi miras payı ve tüm mirasçılar adına tescil istemiyle ilgili tereke temsilcisi atanması yönündeki müracaat reddedildiğine ve mahkemece işin esası bu şekilde incelendiğine göre dava konusunun davacının miras payı oranında iptal ve tescil olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır. O halde, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri olan 376.848,50 TL üzerinden davacının 1/4 miras payına isabet eden 94.212.12 TL. değer üzerinden davalı vekili lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan miktar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına fazla nispi vekalet ücreti tayin edilmesi doğru değildir. Ne var ki; değinilen hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün davalı vekili lehine verilen vekalet ücretine ilişkin 5....

          Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ...... çekişme konusu 632 parsel sayılı taşınmazda bulunan ½ payını gelini olan davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL - TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı Mahperi Mutlu’nun paydaşı olduğu 73 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, muris ...’ya ait veraset belgesi dosya arasında bulunmadığı gibi davalının tanık ve delillerini bildirmesi konusunda kendisine herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı, bundan ayrı yerel bilirkişi listesi dosya arasında bulunduğu halde olayın aydınlığa kavuşması için mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeden yerel bilirkişilerin de dinlenilmediği anlaşılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde; her ne kadar dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle muris ...’nün tüm mirasçıları adına iptal ve tesciline karar verilmesini istemiş ise de, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, bu isteğin miras payı oranında iptal ve tescil biçiminde anlamak ve yorumlamak gerekir. Yani davacının sadece kendi miras payı oranında iptal ve tescil istediğinin kabulü gerekmektedir....

                Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davalarda mirasçılar kendi miras payları oranında dava açabilecekleri gibi tereke adına da talepte bulunabilirler. Nitekim eldeki dava da terekeye iade istekli açılmış ve aşamada bu talep miras payı oranında tapu iptal ve tescil olarak daraltılmamış olup, bu durumda davanın kabul edilmesi halinde dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerektiği; bir başka ifade ile, terekeye iade istekli açılan davada kayıt malikinin aynı zamanda mirasçı olmasının davacıların miras payları oranında hüküm tesis edilmesi sonucunu doğurmayacağı kuşkusuzdur. 2. Ne var ki, terekeye iade istekli olarak açılmış davada davacıların miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus taraflarca temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. VI....

                  UYAP Entegrasyonu