Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden toplanan delillerden; özellikle Kadastro Müdürlü-ğü'nün 29.06.2007 tarihli yazısından dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda kadastro çalışmaları yapılarak 222 ada 1 ve 2 parsel olarak kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi inşai (yenilik doğurucu) davaların Kadastro Mahkemesinin görevine girmediği tartışmasızdır. Oysa muris muvazaası hukuksal nedeniyle açılan davalar mülkiyet hukuku ile ilgili olup, sonucu itibariyle verilen hükümler yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşırlar. O halde taşınmazın tutanağının düzenlenmesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 25. maddesi gereğince genel mahkemenin görevinin sona ereceği ve Kadastro Mahkemesince 3402 sayılı Yasa'nın 30. maddesi hükmü gözetilerek çekişmenin giderileceği açıktır....
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Dosya içeriğine göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yönünden dava konusu taşınmazın keşfen saptanan toplam 114.750,00 TL değeri üzerinden davacının 16/64 miras payına karşılık gelen değer 28.687,50 TL olmakla, temyize konu edilen bu miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kalmaktadır. 3.3.2....
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Dosya içeriğine göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yönünden dava konusu taşınmazın keşfen saptanan toplam 114.750,00 TL değeri üzerinden davacının 16/64 miras payına karşılık gelen değer 28.687,50 TL olmakla, temyize konu edilen bu miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kalmaktadır. 3.3.2....
İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Somut olayda, davaya konu 29 nolu bağımsız bölümün miras bırakan tarafından davalıya devredildiği, akabinde muris Hacıkadın Özbayrak'ın kızı olan T8 aleyhine hile iddiası ile tapu iptali ve tescil davası açtığı, açılan bu davanın feragat nedeniyle redle sonuçlandığı görülmüştür. Davacı taraf muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iş bu davada, müteveffanın iradesi dışında yapılan işlem karşısında öz kızına karşı hile iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açtığını, müteveffanın iradesinin kasten yanıltıldığını belirtmiş olup, muris Hacıkadın Özbayrak'ın muris muvazaasına dayalı eldeki iş bu davayı akim bırakmak amacıyla önceki hile iddiasına dayalı tapu iptal davası açtığını iddia etmemiş, tam tersine davalı tarafından murisin kandırıldığını davalının hile ile evi kendi üzerine aldığını, murisin iradesinin yanıltıldığını, bu nedenle murisin Kayseri 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanın maliki olduğu 4064 parsel sayılı taşınmazdaki 3/5 payını muvazaalı olarak davalıya satış göstererek devrettiğini ileri sürerek tapunun iptali ile veraset ilamındaki miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satışın gerçek satış olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirtilerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis iddiasının ise zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarihli 2021/156 Esas 2021/324 Karar sayılı kararıyla; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkin olup, eldeki davada yargılamasına devam edilen dava konusu 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından izale-i şuyu satışından edinildiği, 221 ve 242 ada 18 parsel sayılı taşınmazların da davacının borçları nedeniyle mirasbırakan tarafından davalıya satıldığı, paraya ihtiyacı olan mirasbırakanın başkaca taşınmazlarını da sattığı, mirasbırakanın 2003 yılında davalılara karşı açtığı iptal tescil davasından feragat ettiği ve satışların gerçek olduğunu beyan ettiği, mirasbırakanın bu taşınmazları, daha önce açtığı iptal tescil davasına konu etmemesinin de gerçek satış olduğunu gösterdiği, mirasbırakan ile davacı oğlu aleyhinde icra takibi olduğu, dava konusu taşınmazların üzerlerindeki hacizlerle birlikte davalı ...’e devredildiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla ya da saklı payı ihlal kastıyla...
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nden verilen 22.10.2020 tarihli ve 2019/86 Esas - 2020/1002 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olmadığı, gizli bağış iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararı kaldırılarak tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın kabulüne, tenkis istemi yönünden reddine dair veirlen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü: -KARAR- Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Hukuk Mahkemesinin 31/12/2019 tarih, 2019/201 Esas, 2019/410 Karar sayılı 17/02/2020 kesinleşme tarihli hasımlı mirasçılık belgesinin alındığı, davacıların mirasçı olduklarının açıklığa kavuşturulduğu, bozma ilamındaki gereklilik yerine getirilmekle davanın esası hakkındaki yorum ve değerlendirmede bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar ... v.d. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil;olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur....
O halde, bozma sonrası hüküm tesis edilirken bozma kapsamı dışında bırakılan ancak onanmasına da karar verilmeyen hususlarda hüküm tekrarı yapılması gerekirken davacı ...’nın satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil isteği ile diğer davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tenkis istekleri bakımından hüküm kurulmaması doğru değildir. Hal böyle olunca; bozma sonrası hüküm tesis edilirken bozma kapsamı dışında bırakılan ancak onanmasına da karar verilmeyen hususlarda hüküm tekrarı yapılması ve davacılar tarafından temyize getirilmemesi nedeniyle yargılama giderleri yönünden davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususlarda hüküm kurulmaması isabetsizdir (HGK 2013/9-1989 E.ve HGK 2017/12-705 E.)....