"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılardan Hazine ve T.C. ... vekili ile ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava konusu 118 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatın vekil edeni tarafından meydana getirildiğini açıklayarak, muhdesatın vekil edeni tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri ile ihbar olunan DSİ vekili davanın reddini savunmuştur....
Dava dilekçesinde alacak talebi sebepsiz iktisap hükümlerine dayandırılmış ise de, davacı vekili 21.04.2006 tarihli dilekçesinde alacağı sözleşme hükümlerine göre talep ettiğini, bu nedenle olayda B.K.nun 125. maddesinde öngörülen zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür. 04.06.1958 tarih ve 15/6 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “…HUMK.nun 74 ve 75. maddeleriyle 76. maddesi hükümleri karşılaştırılınca, hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı olmadığı ve kanunları re’sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükellef bulunduğu sonucuna varılır” denilmektedir. Taraflar arasında satım ilişkisi bulunduğundan davanın da bu çerçevede çözümü gerekir....
Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve muhdesat konusunda tapuda şerh olmadığı gibi, ittifak da bulunmadığına, muhdesatın kendisine ait olduğunu ileri süren tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açabileceğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına, muhdesatın ve iyileştirme giderinin kendisine ait olduğunu ileri süren paydaşın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayrı dava açabileceğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlerden alınmasına, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm; boşanmış olan taraflar arasında ortak hesaptaki paranın hileli davranışla çekildiği iddiasıyla açılan Borçlar Kanununn sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak isteğine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ; Dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2007...
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda tapu pay malikinin muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Tapu kaydına göre malik olmayan davacının muhdesatın tespiti isteğine gelince, kural olarak, malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre eda davasına ilişkin talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının dava konusu taşınmazda paydaş olmadığı, taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunu ileri sürmüş, taraf ve tanık beyanlarından davacının bakım, onarım ve tadilat yaptırıldığı, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davası olduğu, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre (Örneğin Yargıtay 8....
Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK m.114/1- h, 115). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, mahkemenin açık nitelemesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, geçersiz sözleşmeye dayalı sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacak istemidir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Bu doküman 5070 Sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır....
Somut olaya gelince,dava dilekçesi içeriği ile yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından dava konusu muhdesatın oturulabilir hale getirilmesi için bağımsız bölümlerinde davacı tarafından harcamalar yapıldığı ve bu miktarın tespitinin istendiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklandığı üzere;iyileştirme giderlerini yapan taşınmaz malik ya da maliklerinin taşınmazın ortaklığının giderilerek satılması ve muhtesattan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecek bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden açacağı bir dava ile iyileştirme giderlerinin tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez.Görülen davanın yeni HMK'nun 107/1.maddesinde düzenlenen belirsiz alacak ve tespit davası koşullarını taşımadığı da tartışmasızdır....