Bu seçimlik haklar kural olarak bedel iadesi ve misli ile değişim talepleridir. Tüketici bu seçimlik hakları, satıcı ile birlikte üretici ve ithalatçıya karşı kullanabilir. Çünkü, 6502 sayılı Yasa'nın 56/3 maddesi ve yukarıda belirtilen Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9. maddesi gereğince, onarım hakkı kullanılmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması ve satıcı tarafından da 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında kalan tüketicinin bedel iadesi veya misli ile değişime yönelik talebinin reddedilmesi durumunda tüketici diğer seçimlik hakları kapsamında kalan bedel iadesi veya misli ile değişim talebini satıcı ile birlikte üretici ve ithalatçıya karşı birlikte kullanabilir. Somut uyuşmazlıkta; davacının davalılardan Cihan Otomotiv Aş.'...
Davalı vekili, mahkemenin kurduğu hükmün yerinde olmadığını, kurulan hükme göre de aracın iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, misli ile değişimin onarılacak bir arıza için Medeni Kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil edeceğini, ihbar yükümlülüğünün de süresinde yerine getirilmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasında araç alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, araçta varlığı iddia edilen ayıpları üretimden mi yoksa kullanımdan mı kaynaklı olduğu, davacının kullandığı misli ile değişim seçimlik hakkının Medeni Kanunun 2.maddesine aykırı olup olmadığı ve mahkemece kurulan hükümde misli ile değişim kararı verilmiş olmasına rağmen aracın davalıya iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olup olmadığı hususundadır....
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkemece verilen kararda, taleplerinin olmamasına rağmen "ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde aracın değeri 89.250,01- TL'nin tazminat olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesi ibaresinin eklendiğini belirterek, mahkeme hükmünün bu kısmının kaldırılarak, aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde İİK 24. Maddesine göre işlem yapılmasına ibaresinin eklenmesini talep etmiştir....
teslim edildiğini, tamirat sonucunda aracın motor bloğunun yenilenmesi sebebiyle motor numarasının da değiştiğini ve tescil işlemi gördüğünü, 17.2.2014 tarihinde davalı ......’ne ihtarname göndererek aracın yenisi ile değiştirilmesini talep ettiğini ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek öncelikle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde araç satış bedeli olan 85.422,10 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacı tüketicinin satın almış olduğu aracın ayıplı olması nedeniyle ayıplı olan aracın ayıpsız misli ile değişimi olmadığı takdirde ayıplı olan aracın iadesi ile ödediği bedelin iadesini talep etmiştir Mahkemece, satışa konu aracın ayıplı olduğu ancak ayıpsız misli ile değişim veya bedel iadesi yerine nispi metoda göre hesaplanan bedelden indirim tutarına karar verilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile ayıp oranında indirim bedeli olan 3.023,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir....
Her ne kadar davacı vekili tarafından hüküm fıkrasının 3. bendi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de söz konusu bu bendin İİK'nun 24. maddesine uygun olduğu, buradaki amacın aracın "en az" bu fiyattan bedelinin ödenmesinin olduğu, misli ile değişim talebine konu aracın davalının elinde bulunmaması halinde İİK'nun 24. maddesi kapsamında icra müdürünün görevinin devam edeceği, söz konusu hüküm fıkrasının icra müdürünün araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı sonucuna varıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Dava, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle misli ile değişimi, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesini talebine ilişkindir....
e götürüldüğünü,..... tarihinde ''orjinal olmayan parçalara bağlı arıza ve hasar tespiti'' açıklamasıyla sorun giderilmeden iade edildiğini, telefonun alındığı günden itibaren hiç açılmadığı gibi herhangi bir parçasının da değiştirilmediğini, ürünün faturalı olduğunu ve faturanın 2 yıllık garanti belgesi yerine de geçtiğini ileri sürerek davaya konu telefonun davalı şirkete iadesine ve ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde terdiden satılanı alıkoyup, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ..... TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
Mahkemece, dosyaya delil olarak sunulan satış formunda tarafların tacir olması nedeniyle davalının görev itirazı yerinde bulunmadığı gibi bu belgede davalı yetkililerince iki yıllık garanti süresine ek olarak iki yıl daha davacıya garanti süresi verildiği de gözetildiğinde zamanaşımı itirazının haklı olmadığı, servis formu kapsamı ve ihtarname içeriğine göre cihazdaki arızanın sürdüğü hususları birlikte değerlendirilerek benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı yanca kanıtlanan davanın kısmen kabulüne, davaya konu televizyonun davalı tarafından misli ile değiştirilerek davacıya teslimine, misli ile değişim mümkün olmadığı takdirde davaya konu cihazın davalıya iadesi halinde 2.661,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
konulan arıza sebebiyle tüketicinin külfet altında bırakılmasının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un özüne aykırı düşeceği, bu nedenle davalıların müşterek savunmalarına itibar edilmeyerek tüketici lehine yorumlama yapıldığı, tüketiciye satılan malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde kural olarak tüketici yasada belirtilen dört seçimlik haktan birini tercih hakkına sahip olduğu, satıcının da tüketici tarafından tercih edilen bu seçimlik hakkı yerine getirmek zorunda olduğu ancak 6502 sayılı Kanun'un 11/3 maddesine göre tüketicinin malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemesi halinde tercih edilen hakkın yerine getirilmesinin imkânsız veya satıcı için orantısız bir durum ortaya çıkaracak ise üretici, ithalatçı veya satıcının malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkını yerine getirmekten kaçınabileceği, dava konusu aracın ayıptan ötürü 12.724 TL değer kaybına uğradığı, bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişimin hakkaniyete aykırı olması nedeniyle çoğun içinde az da vardır...
Dava satılanın ayıplı olması iddiasına dayalı misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı T.B.K. 230 maddesinde "birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal birlikte satılmış olupta bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa dönme hakkının bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabileceği, ancak alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkan yoksa dönme hakkının satılanın tamamını kapsamasının zorunlu olduğu" düzenlenmiştir....