Dava, taşınmazın miras payına karşılık özgülenmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 652. maddesi gereğince; eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebepler varsa, sağ eşin veya murisin diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Kanun, aile konutu ve ev eşyası üzerinde, sağ eşe mülkiyet veya bunun yerine intifa ya da oturma hakkının, miras hakkına mahsuben tanınabileceğini hükme bağladığına göre, özgüleme, ister mülkiyet hakkı, isterse bunun yerine intifa veya oturma hakkı tanınması şeklinde olsun, karşılıksız olmayıp, "miras hakkına mahsuben" olacaktır. Bu şekilde özgüleme o malla ilgili paylaşmanın hukuki sonuçlarını hasıl eder ve paylaşma hükmündedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.02.2013 gününde verilen dilekçe ile miras payına mahsuben mülkiyet hakkı verilmesi, mümkün olmadığı takdirde oturma hakkı verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, miras payına mahsuben mülkiyet hakkı verilmesi, mümkün olmadığı takdirde oturma hakkı verilmesi istemine ilişkindir. Davacı sağ eş, diğer mirasçılar aleyhine açtığı dava ile tereke malları arasında bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde miras hakkına mahsuben kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını istemiştir....
Davacının, TMK'nın 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır. Davacının intifa veya oturma hakkı tanınmasını istiyebilmesi için TMK'nın 652/2 maddesinde açıklanan haklı sebeplerin varlığının bulunması gerekir. 06.03.2014 günlü duruşmada davacı vekili murisin başka bir malvarlığı bulunmadığını, davacının da bilirkişi tarafından belirlenen bedeli ödeyeceğini açıklamış, davacı asil ise 03.06.2014 günlü beyanında mülkiyet bedelini ödeyemeyeceğini belirtmiştir. TMK'nın 652. maddesi gereğince aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde öncelikle mülkiyet hakkının tanınması istenebilecek olup, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınması ancak haklı bir sebebin bulunduğunun kanıtlanması halinde mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2007 gününde verilen dilekçe ile miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 115/2. maddesi uyarınca davanın görev yönünden usulden reddine dair verilen 27.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras payına mahsuben aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, 25.04.2007 tarihinde verdiği dilekçe ile miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Küçükçekmece 3....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında mahkemece murisin terekesine ait tüm malvarlığı ve bu malvarlığının hüküm tarihine yakın değeri tespit edilerek terekenin toplam değeri belirlendikten sonra mirasçıların miras paylarının da ayrı ayrı değerleri belirlenmelidir. Yapılan hesaplamalar sonucunda aile konutu ve eşyaların değeri, sağ kalan eşin miras payına düşen kısımdan fazla ise eksik bedelin depo ettirilmesi, karşılıyorsa miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgülenmesi gerekir. Şartların oluşması halinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilerek bunun sonucunda taşınmaz özgülendiği için ortaklığın giderilmesi talepli davanın da reddine karar verilmesi gerekmektedir....
Aile konutu olarak kullanılmakla birlikte, bağımsız olarak tapu sicilinde kayıtlı olmayan bir taşınmazın bir bölümü (aile konutu olarak kullanılan bölümü) üzerinde miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgüleme yapılıp yapılamayacağı; yapılacaksa şekli konusunda öğretide görüş birliği mevcut değildir. Ancak, böyle bir durumda haklı sebebin bulunması koşuluyla, mülkiyet hakkı yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasının mümkün olduğu kabul edilmektedir. (Mustafa Duralı- Turgut Öz: Türk Özel Hukuku, Cilt IV, Miras Hukuku, İstanbul 2011, sh. 489). Buna karşılık, Kat Mülkiyeti Kurulmamış bir binanın bir katı aile konutu olarak kullanılıyor ise; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 5. maddesinden yararlanılarak, mümkünse Kat Mülkiyeti kurulmak suretiyle aile konutunun oluştuğu bağımsız bölüm üzerinde sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınmasının mümkün olduğu da ileri sürülmektedir....
Binada kat mülkiyetinin kurulamayacağının anlaşılması halinde ise; davacı vekilinin 01.12.2014 havale tarihli dilekçesindeki ikinci kademe talebi olan taşınmazın tümü üzerinde davacıya miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması değerlendirilmeli, 322 ada 13 parsel numaralı taşınmazın üzerindeki binayla birlikte değerinin hesaplanması için bilirkişilerden ek rapor alınmalı, ek raporun yeterli görülmemesi halinde taşınmazda yeniden keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınmalı, davacının miras payına düşen miktar düşülerek davalıların miras payına düşen bedel hesaplanmalı, davacı tarafa bu bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi için süre verilmeli, bedelin depo edilmesi halinde 322 ada 13 parsel numaralı taşınmaz üzerinde miras hakkına mahsuben davacıya mülkiyet hakkı tanınmalıdır....
Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya talebinin TMK 240. maddesi gereğince 'katılma alacağını mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı yoksa TMK 652. maddesi gereğince 'miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı olduğu açıklattırılarak sonucuna göre, öncelikle görev hususu düşünülmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
TMK'nun 240. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olduğu, TMK'nun 652. maddesine dayalı aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebine ilişkin görevli olmadığı, bu davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması olarak nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyet hakkı yerine oturma hakkı tanınması Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nun 652. maddesine göre açılan miras payına mahsuben sağ eşe aile konutu üzerinde oturma hakkı tanınması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....