ın mirasının, davacı tarafından reddedildiğinden, TMK’nin 609 maddesi ve devamı maddeleri gereğince reddin tesciline, TMK’nin velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39. maddesi gereğince ret hükmünün mirası ret kütüğüne kaydedilmesine karar verilmiştir. Davacı, davadan vazgeçme isteğini belirterek hükmü temyiz etmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....
ın mirasını yasal süre dahilinde kayıtsız ve şartsız reddettiklerine yönelik dava dilekçesi uyarınca, mirasın reddine karar verilmiş; davacılar vermiş oldukları temyiz dilekçesiyle hataen mirası reddettiklerini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. Mirasçıların mirası ret beyanları, belirli sürede açıklanması gerekli, tek taraflı, bozucu yenilik doğurucu bir irade açıklaması niteliğinde olup; sözlü veya yazılı beyanın sulh mahkemesine ulaşması ve tutanakla tespit edilmesiyle sonuç doğurur (TMK.md.609/3). Ulaşma şartı gerçekleştikten sonra, ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakati veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Bu nedenle temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple temyiz talebinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.11.03.2013(Pzt.)...
Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599)yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610.maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır. Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir....
Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609.maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda, mahkemece 31.01.2013 tarihinde vefat eden muris Kemalettin Özyer’ın davacıdan başka mirasçısı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, başkaca mirasçısının bulunması halinde davacının mirası ret talebinden feragati hakkında muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Bu nedenlerle mirası reddeden (TMK m. 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de "mirası reddin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılmasında dikkate alınmasına" şeklindeki kabul hatalı olmuştur. TMK'nın 611. maddesindeki "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" hükmü gereğince mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir. Bu hüküm karşısında, mirası reddeden mirasçı G.. E..'...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2019/481 ESAS - 2021/85 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muris T5 müvekkili bankaya borcu sebebi ile mirasçı davalılar aleyhine Ankara 3. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6537 esas sayısında icra takibi başlatıldığını, borçlu-davalıların takibe mirası hükmen reddettikleri gerekçesi ile itiraz ettiklerini, yapılan bu itirazın haksız ve yersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmen reddin yasal koşullarının gerçekleştiği kabul edilse dahi mirasçıların sonraki hareketleri ile mirası kabul ettiğini, zira borçlu muris adına alacaklı banka tarafından davaya konu dosya haricindeki iki ayrı takip daha açıldığını, söz konusu takiplerden Ankara 3....
Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez....
ın mirasının reddine dair verilen kararın iptali istemine ilişkindir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir. (İİK m. 105 ve 143) Birden çok mirasçının varlığı halinde; reddin iptaline karar verilmesi durumunda, reddi iptal edilen mirasçının miras payı resmi tasfiyeye tabi olur....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıların murisi..... aleyhine .... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/4446 Esas sayılı dosyasında hayati tehlike geçirecek derecede yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminat davası açtığını, davada 70.298 TL. maddi, 20.000 TL. manevi tazminata hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, bu esnada murisin vefatı üzerine davalılar aleyhine..... Dairesi'nin 2013/6083 sayılı dosyasında ilama dayalı icra takibi başlatıldığını, davalıların .... 3....
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıların veya iflas idaresinin kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceklerine ilişkin (TMK.md.617) hüküm, borcun mirasçıya ait olması halinde geçerlidir. Mirasbırakanın borçlu olması halinde diğer bir ifade ile mirasbırakanın, ölüm tarihinde ödemeden aciz içinde bulunması durumunda mirasbırakanın alacaklılarının, reddin iptali için Türk Medeni Kanununun 617.maddesine göre dava açma hakları yoktur. Mirasbırakanın alacaklıları, koşullarının varlığı halinde, Türk Medeni Kanununun 610.maddesi çerçevesinde dava ikame edebilirler. Bu maddeye dayanan davalarda hak düşürücü süre sözkonusu değildir....